Çarşamba, Nisan 26, 2017

Kâr ve Zarar


Dergilerle ilgili oldum olası romantik ve hararetli bir inanış vardır, hemen tüm dergilerin bir ideal uğruna çıktığı, yaşadığı, sürdürüldüğü farz edilir. Herkes ticaret yapar da dergiciler, yazarlar, çizerler, gazeteciler, yayıncılar yapmaz, yapmamalı diye düşünülür. Matbaacı sizden para alır, dağıtımcı alır ama siz bu işi para için yapmıyorsunuzdur.

Niye inanıyoruz buna?

Mizah dergilerini konuşalım.

Kendi matbaasında basılan, kendi dağıtım şirketiyle dağıtılan ve haftada üç yüz bin satan bir derginin ne kadar kazandığını hiç hesap eden var mı? Gırgır'dan söz ediyorum.

Gırgır, niye satıldı? Yüksek kârlı bir yayın olduğu için...Niye Gırgır gibi dergiler oldu, çoğaldı, çoktu? Kâr getirdikleri için... Neden Oğuz Aral, madem satacaklardı bana satsalardı dedi, Gırgır'ı satın alacak kadar geliri olduğu için... Niye gençler Gırgır'dan ayrıldılar? Öyle ya da böyle, yüksek veya sürekli gelir edebilmek için...

Bugün mizah dergileri niye kapanıyorlar? Az sattıkları ve bu nedenle iyi telif ödeyemedikleri için...Zarar ettikleri için... Yetenekli insanlar, iyi telif alabildikleri başka alanlarda çalıştıkları için...

Mizah dergileri, 1970 öncesine dönüyorlar, az kişiyle, düşük teliflerle çalışacaklar ve bu yeni duruma adapte olacaklar. Bunun en önemli sonucu, şartlar değişene kadar yeni üretici çıkamaması olacak. Gırgır öncesinde çıkmıyordu, çoğalmıyordu, belli mecralarda belli insanlar vardı ve onlar değişmiyordu.

Tartışması bol, ayrıntısı çok bir mesele. Üzerinden belli bir süre geçtikten sonra mutlaka bir şey yazacağım. Bu yeni yol ayrımını anlatmak gerekiyor.

1 yorum:

Paylaşımcı dedi ki...

Ayni kaliteye ne kadar zamanda ulasilacagini dusunuyorsunuz?

Related Posts with Thumbnails