Cuma, Kasım 01, 2024

Son Okuduklarım 96

Rochette'in Son Kraliçe'si doğa ile medeniliğin çatışmasını anlatan hikayelerden...Türe dair klişeleri iyi kullanmış, üstelik tarihi arkaplanı doğru seçilmiş... Yüzü yaralı bir savaş gazisi ile bir heykeltıraşın aşkı eklenmiş... Böylece kırsal ile metropolü, yapıntı ile doğada olanı karşılaştırmış. Modernist akımı da doğa düşmanı vahşi kapitalizme teyellemiş. Temelde karanlık bir hikaye anlatılıyor, bilerek muğlak bırakılmış kısımları var, kızıl saçlı anneleri çok anlamıyoruz örneğin, şamanik bir dinin yokoluşunu da okuyoruz sanki... Araya katılmış tarihi hikayelerin devamlılığı düşünülünce "temiz" olana ilişkin yazar yorumu haliyle abartılı ve fazla uhrevi durmuş... Hakkını da teslim edelim, iyi çizilmiş, insanı içine çeken bir karartıcılığı var sayfaların. Büyük Şefler, bir gazetecilik çizgi romanı. Bir tahkiye içinde Fransa'nın sekiz ünlü aşçısıyla sohbetler ediliyor. Araya küçük bir aşk hikayesi ve dedeyle yaşanan iyimser bir kuşak çatışması katılmış. Yemek kitaplarının rehabilite edici pozitifliği albüme de yansımış, çizgiler güzel-kareler arası devamlılık ortalamanın üzerinde... Geriye şeflerin gazeteciye anlattıkları kalıyor, albüm de onlar ilginçse ilginç ilerliyor diyelim.

BRZRKR, Keanu Reeves'in eş yazarlarından biri olması nedeniyle çok konuşulan, haliyle çok satan bir çizgi romandı. Merak ediyordum. İlk dört bölümü itibarıyla "çok ama çok" ilginç diyemem. Çizgi romanlar yenilmeyen ve ölmeyen kahramanlara aşinadır. İnsanlık tarihi boyunca yaşamış, öldürmüş, durdurulamaz bir savaş silahına dönüşmüş birinin, kaçınılmaz olarak artık ölümlü olmak-ölmek isteyen Berzerker'in hikayesini okuyoruz. İyi çizilmiş, tahkiyesini biraz uzun ama doğru anlatan bir albüm. Devam ettiği için sonra neler olacak göreceğiz. Muhtemelen Berzerker'in insan olma arzusuna, huzur arayışına odaklanılacak. Anladığım kadarıyla spin-off'ları saymazsak on iki sayıda sonlanmış. Netflix'te dizi olarak yayımlanacağı için hikaye orada başka türlü evrilecektir. Teksas'ı en son kaç yaşımda okudum bilmiyorum, EsseGEsse üretimlerine pek meyletmedim, en fazla sekiz-dokuz yaşımda okumuş olabilirim. Blek'in Öyküsü, yeni bir yorum olunca, Çelik Blek'in hayat hikayesini bunca yıl sonra nasıl kurmuşlar diye merak ettim. Baskısı eskiymiş, aradım buldum. Blek, zindanda Profesör ve Rodi'ye onlarla tanışmadan önceki hayatını anlatıyor. EsseGesse üretimlerinin temelinde olan sürekli aksiyon ilkesine sadakat gösterilmiş gözüküyor, ne ki, günümüzde bir çizgi roman popüler kültüre hükmeden aksiyon ve sürata yetişemez artık. Derinleşerek başkalaşması, hep örneklendirildiği için yazıyorum, sinemadan çok edebiyata yakınlaşması gerekiyor. Öyle bakınca hikayeler hem kısa kalmış hem de "karaktersiz" geliştirilmiş. Ve bence noslajik değil arkaik kalmışlar. Voltaire karşılaşması filan bizi kesmemiş. Diğer yandan çizgiler güzel, elli yıl önce çocukları büyüleyecek akıcılıkta hatta... Pek çok dönem çizeri gibi ne yazık ki çizgi romancılar artık dikkat çekmiyor, popülerleşemiyor o ayrı...