Cuma günleri sosyal medyada bir hareketlilik oluyor, bir kısmı gerçekten komik olabilen "hedü hedü ve hedü, hayırlı cumalar" türünden vecizeler paylaşılıyor, az önce birini gördüm mesela "tozlu gören camını silsin, hayırlı cumalar" denmiş...Yol değil senin camın kirli canım kardeşim, deniyor gibi gelmesin, insanlar kafiyeye, tafraya gülümsüyor.
Dünya sahiden kaotik bir yer, hayat çözülemeyen karmaşalarla dolu... Aklı başında insanlar, feylesoflar, siyasetçiler, gazeteciler, terapistler, sanatçılar bu kaosu anlatmak-resmetmek-kullanmak istiyorlar, bu kadarla kalmıyor, onları izleyenler de tartışılmaz bir netlikte rahatlatıcı bir cevap talep ediyorlar.
Yeryüzünün kadim hikayelerini hatırlayalım, tekrar eden, benzeyen, öğretmeye ve yön göstermeye çalışan anlatılarından söz ediyorum. Hikayelerin kahramanları, bir nedenden ötürü karar almak zorunda kalırlar, kafaları çok karışıktır, tahkiye iyiyse bizi öyle bir yere getirir ki, onun çıkışsızlığını biz de yaşamaya başlarız.
Kahraman, geri dönülmesi mümkün olmayan bir yerdedir, tam o anda bir karar verir. O karar, o sebeple sahici bir karardır... Ne yapılması gerektiğini bilmenin mümkün olmadığı bir noktada karar vermiştir, karar verme zorunluluğu içinde karar vermiştir...
Yani, "yol temiz-cam kirli" bir karar değil, uygulamadır, ne yapılması gerektiği bellidir, herhangi bir kafa karışıklığı içermiyordur. Öğrencilik, hocalık, dindarlık, terapistlik, devrimcilik ya da neysek, ne yapıyorsak, o ezbere kapıldığımızda mekanikleşiriz, "programa" teslim ederiz aklımızı...
Güzel bir yazı. Kaleminize sağlık. Cuma dışındaki günlerin ne suçu var. İbadet sadece bir günle mi? sınırlı. Kutsal ise diğer günlerde kutsal ve özel. Dünya karışık ve kaos sakinliğe ihtiyacımız var. Herhalde yoga da bu yüzden çıktı. Sevgiyle kalın.
YanıtlaSil