Okuyunca bayılmıştım.
Salah Birsel'i biliyordum, iyi bir okuru değildim ama edebiyat dergilerinde çıkan denemelerinden tanıyordum, o neşeyle, o coşkuyla, o dizelerle ise karşılaşmamıştım. Yirmi yıl dedim ya, en az yirmi yıldır, o yaşlardaki Salah Birsel'in şair olarak daha çok takdir edilmesi gerektiğini düşündüm hep. Acaba dedim hep, Orhan Veli'yi mi andırdı dizeleri... Bilerek abarttım, zihin açıcı olsun diye... Şiirimizdeki delidumanlık hep Orhan Veli ile anılır da ondan.
Yukarıdaki görsel, Salim Şengil'in meşhur Seçilmiş Hikayeler Dergisi kitapları serisinden, Şiir Özel Baskılarından çıkan aynı isimli kitabın kapağı. Turhan Selçuk, şiirlere vinyetler çizmiş, 1955 yılı için hoş tasarımlı bir sunumu var kitabın.
Turhan Selçuk'un o yıllardaki akışkan, yuvarlak hatlı çizgileri, Salah Birsel'in Kamer hanım'a, Güzin ve Jale'ye hitap ederek yazdığı maceralarına güzel eşlik etmiş. Benim için şiirle karikatürün en uyumlu olduğu albüm olabilir, sorulduğunda ilk aklıma gelen hep Hacivatın Karısıdır ve "aa tatlıdır" derim, yüzüme bir hınzır bir gülümseme oturur.
Salah Birsel baskadir.O neseli dil de vefatindan bir kac yil oncesine kadar surmustur.Bence O.Veli nin tarzindan farkli onun ucari dili.Belki cografyasi ve insanlarinin daha genis yelpazesinden.
YanıtlaSil