Cuma, Haziran 28, 2024

Duymak istiyorum


Benim etrafımda var, sizin de vardır... Hemen her şeyi aktüel haberlere-gelişmelere göre yaşayan birilerinden söz ediyorum... Son dakika manyaklığı mı demeli, tam adını bilemiyorum,  herhangi bir "önemli" gelişmeyi bir an evvel-süratle duyurmak isteyen yüzbinlerce internet kullanıcısıyla birlikte yaşıyoruz... 

Gazetecilik, aktüel haber mantığı üzerine kuruludur, insanlar gazeteyi gündemi öğrenmek ve ıskalamamak için satın alır. Manşet en önemli haberdir. En çok konuşulan ve konuşulması istenen-beklenen haber, ilk sayfadan çarpıcı bir cümleyle ve büyük harflerle öne çıkartılır.

Hepimiz o en önemli haberin bağımlısıyızdır... Televizyonlarda son dakika uyarısıyla paylaşılan alt yazıya ya da yayın akışı kesilip duyurulan habere büyük bir dikkat kesiliriz. 

O sebeple "son dakika" gelişmesini paylaşan internet kullanıcılarının " o manşeti atmak", günün moda deyişiyle neden "trafik çekmek" istediklerini görebiliyorum, anlamıyor değilim. 

Ne ki, vardıkları yerin farkında olmamalarını aptalca buluyorum. Dezenformasyon çağındayız, yalanın komikleştirildiği, ilgi çekmek için taklalar aşıldığı, ölmeyenlerin öldürüldüğü, konuşmayanların konuşturulduğu, enformasyonun çarpıtıldığı bir zamanda, hadi biraz abartayım içinde yaşadığımız "freak show"da,  insanlar gelen bilgiyi olduğu gibi aktarmanın saçmalığını göremiyor olamazlar. 

Hatırlayanlar olacaktır, Münir Özkul kim bilir kaç kere "öldürüldü" sosyal medyada, en son da Chomsky...

Sorsanız herkes bu durumdan şikayetçi... Sahte ve kandırıkçı haber başlıklarını, uydurma ve tek bir yeni şey söylemeyen, gelir elde etmek için istiflenmiş içerikleri eleştirip duruyoruz. 

Bir kullanıcı olarak sosyal medyanın içinde nerede durduğumuz, nasıl bir "dünya" izlediğimiz unutuluyor sanki... Yapay zeka ve algoritma bizim adımıza - bize özgü trendytopicler listeliyor ve karşımıza çıkarıyor, kişisel beğeni ve ilgilerimize göre bizi benzer nitelikte örüntülere yönlendiriyor. Duymak ve görmek istediklerimizi görüyoruz, okuyoruz, benzer sorunlara benzer tepkiler verenlerle karşılaşıyoruz. Haliyle bu çokluğu, sahici bir çokluk sanarak o abartıya eşlik ediyoruz ve hatta çokluğu çoğaltıyoruz. 

Faili ve mağduru olduğu bir sistemin içinde, aktaranları ciddiye almamayı, onları gözardı etmeyi, tekrar eden enformasyona şüpheyle yaklaşmayı öğrenebilecek miyiz emin değilim. Mesele, pek çok insanın Chomsky'nin öldüğünü sanması değil, onun öldüğü haberini paylaşırken, gerçekten onun ölüp ölmemesiyle ilgilenmemesi. 

1 yorum:

  1. Dilovasi_isci28/6/24 17:31

    Sanatçı Münir Özkul bir çok kez ölmüştü. Sosyal medyada görmüştüm. Ölmediğini ispatlamak için mücadele edenler vardı. Nur içinde yatsın.

    YanıtlaSil