Pazartesi, Ekim 09, 2023

Ne güzel şehit olacaklar

Mahallede sevdiğim, sahiden ölçülü, temiz kalpli bir esnaf var, alışveriş için dükkânına girdiğimde içeride aksanı nedeniyle yabancı olduğu anlaşılan genç bir kadın gördüm, esnafla aralarında hararetli bir konuşma  sürüyordu. Esnaf, hah dedi, "Levent Abi bilir..." Kadın Hamas nedir dedi, ben de biraz anlattım. Kadın, "bu İsrail Filistinlileri öldürmüyor muydu" dedi, biraz durup "o zaman iyi olmuş" diye ekledi... Ben de "siviller, masum insanlar ölüyor, o iyi değil" dedim. Kadın, kırık dökük "mecbur olacak o kadar" dedi.

Evden dışarı çıkmadığım ve çok az insan gördüğüm için olabilir, sahne bana fantastik geldi, düpedüz şaşırdım, Moldovalıymış, yirmili yaşlarda tiril tiril giyinmiş büyük ihtimal Hıristiyan bir kadın, İsrail'de olup bitenleri, masumların katledilmesini meşru gören bir tonda konuşuyordu benimle. Türkçesi-şivesi, Orta Anadolulu gibiydi,  eşinden-sevgilisinden bu vurguları kapmış olmalı, Kızılcahamamlı bir kadınla sohbet ediyor gibi hissettim. Buraya kadar olabilir diyebilirsiniz, kadın şunu söyleyince kanım dondu, Hamas militanlarını kastederek "Ne güzel şehit olacaklar, keşke ben de şehit olabilsem."

Konuşmaya devam edemedim. Sen hangi ara bu öfke seline salça oldun be arkadaşım demek istemedim. Ayaş domatesimi alıp çıktım dükkandan. Lisede ilginç bir tarih hocamız vardı, her şeyin bir bedeli var diyerek zahmetsiz zafer, bedelsiz mağlubiyet, risksiz savaş yoktur filan diye diye savaşları anlatırdı. Büyük laflar, bütün ergenler gibi beni de etkiliyordu. aklımda kalmış.

Beypazarı'nda pazardan alıç alacağım, satıcı kadın, "pahalı çünkü, ayı gelecek-saldıracak diye korka korka topluyom ben onları" diye işin bedelini, riskini ve maliyetini açıkladı. Matraktı. Haklısın diyerek satın aldım.

Eve dönerken, Moldovalı kadın, nasıl böyle düşünüyor diye fikir yürütmeye başladım. Yahudileri sevmiyor olabilir, Müslüman olmuş olabilir, çevresindekilerin fikirlerini yineliyor olabilir, güce tapıyor olabilir filan diye bir sürü şey sıraladım kendimce...Bir cevap bulamadım.  Türkiye'desin ve yabancısın, yerli ve milli intikamcı gibi konuşmanı gerektirecek bir zorunluluğun nasıl olabilir, dışlanmaktan mı korktun, benim seninle aynı fikirde olacağımı mı sandın? Nedir bunun zahmeti ve maliyeti? Nerden çıktı bu şehitlik meselesi? Niye?

Popüler tartışmalarda tarafların kararlarını etkileyen değerler o kadar karışık ki, her zaman çok anlayamıyoruz... Ayılardan korkmak kadar anlaşılır olmayabiliyor...

3 yorum:

  1. İnsanların katledilmesini her kim olursa olsun, bu kadar meşru dille rahatça söylemesi gerçekten büyük problem. Şirketimizde çalışan Moldovalı arkadaşımız vardı. O insanın mesela bu kadar radikal konuşması mümkün değildi. Yabancı bir ortamda kimin kim olduğunu bilmeden yorum yapmazlar. Zaten düşüncelerini problem olmasın diye ortada konuşmazdı. Çok birebirken öğrenirdik.

    YanıtlaSil
  2. Milli kimliği dikkatinizi çektiği için yazayım, aslında yazmasam, Orta Avrupalı desem daha hoş olurmuş...Türkiye'deki göçmenlerle ilgili çalışmaları okuduğunuzda şuna sık rastlıyorsunuz, hemen tüm çalışan göçmenler yaptıkları işlerden utandıkları için pasaportları olan ülkeleri farklı gösterebiliyorlar. Yani Ruslar Ukraynalı (veya tersi), Kırgızlar Kazak ya da Türkmen olduklarını söyleyebiliyorlar. Yani kadın oralı da olmayabilir, benim zaten etnik bir vurgum yok, meydanlarda toplanan Mehmetçik Gazze'ye sloganları atan bir kalabalıktan farkı yoktu kadının sözlerinin...Kolaylıklar

    YanıtlaSil
  3. İnsanların büyük çoğunluğu ırk cinsiyet ayırmaksızın, empati yoksunu. Hattâ azınlıklarda bu "kraldan daha kralcı olmak" psikolojisi daha da artıyor, sanırım aidiyet, onaylanma gibi ihtiyaçlar sözkonusu.
    Ateş düştüğü yeri yakıyor.. 3 gündür akrabalarımız havaalanında uçak bekliyorlar, arkadaşlarımız sığınaklara kapandılar, medyadan gördüğümüz kadarıyla çocuk yaşlı tanımıyor teröristler.. Bunun karşılığında İsrail büyük ihtimal çok radikal davranacak ve her iki taraftan binlerce masum insan ölecek.. 70 senedir aynı hikaye.. Kimse haklı değil.

    YanıtlaSil