Haftalık dergilerdeki mizahın aktüel bir "ağırlığı" olduğu için vakti zamanında herkesi güldüren espri bir zaman sonra mutlaka güldürmez (ve hatta anlaşılmaz) oluyor. Dünya, hayat ve dil değişiyor, gelenekle, ahlakla olan ilişkiler farklılaşıyor,
Akbaba'nın 21 Mayıs 1953 tarihli sayısından bir örnek..
Sinema önünde gazete okuyan "memura" bıçkın biri (Apaş) yanaşıp ahkam kesiyor: "Abi, sen Fransa'dakini boşver, asıl kan festivali burda"... Filmlerde çok şiddet var demek istemişlerse de ben "kan" vurgusuna takıldım.
Fark etmiş olmalısınız, kan esprisi Cannes (Film Festivali) sebebiyle yapılmış. O tarihlerde demek ki Cannes değil Kan diyormuşuz-yazıyormuşuz...Espri, tahsilli okurun aradaki farkı anlamayan Apaş'ın cahilliğine gülmesi mi acaba?
Otuzlu yıllardan bir Cemal Nadir kapağı, bu türden bir çizgisini hiç görmemiştim, hoşuma gitti. Nadir'in Cem resimlerine bir sadakat gösterildiği anlaşılıyor... Cem Sultan'ın sureti sahiden böyle miydi ancak tahmin yürütebiliyoruz. Nadir, karikatürize çizmemiş, hikayesi "trajik" olduğu için gerçekçi olmak istemiş, foto realizme o sebeple başvurmuş olabilir... Veya devlet büyükleri ve öncüleri karikatürize etmeme eğilimin bir sonucu da olabilir.
Al Moore'un bu ilüstrasyonunu (1951) ben olsam "erotizm" nedir ve ne değildir başlığı altında ders olarak gösterirdim, "çıplak ama değil, göstermiş ama saklamı"ş denebilecek bir oyunbazlık sergilemiş çünkü...
Moore bir erkek magazin dergisi
Esquire için çizmiş... iyi fotoğrafın ayrı bir yeri var ama aynı "sahneyi" fotoğraf olarak görsek bu denli etkileyici olabilir miydi emin değilim... Üstelik bunu Moore'un çizerken fotoğraftan faydalandığını düşünerek söylüyorum.
Bu kartpostal(lar)a daha önce rastlamamıştım, sadece Engn Ergönültaş'ın değil Latif Demirci ve Hasan Kaçan'ın işleri de çıkmış. Kartpostalın kenarındaki ibarede
Mikrop'tan "Aylık Politik Mizah Dergisi" diye bahsediliyor. Tahminim, haftalık mizah dergisi Mikrop kapandıktan sonra aylık olarak devam etme ihtimali belirmiş olmalı... veya tam tersi, dergi aylık çıkacaktı haftalık oldu
Tabii ki Mikrop aylık olarak hiç çıkmadı.
Altmışlı yıllardan Robert Kolej Sinema Kulübünün film gösterim davetiyesi... Sinematek tartışmalarının bir tarafı olarak Robert Kolejliler Yeşilçam'ın yerlici solcuları tarafından bugünkü deyişle "entellikle" suçlanmışlardır... Uzun hikayeler, ben çizgiyi sevdim, "Özer" imzası dışında çizeni kimmiş bilmiyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder