Salı, Haziran 25, 2024

Dünyaya açılan operatör

Üstünden çok zaman geçti, 2008 yılında Frankfurt Kitap Fuarı'nda çizgili sanatlarımızla ilgili bir sergi ve çeşitli etkinlikler düzenlemiştik. Fuar, genel olarak bir telif pazarı olduğu için, sergiyi ve etkinlikleri izleyen yabancı yayıncılar, ilgilendikleri çizerlerimizle ilgili benimle konuşuyorlardı. 

O konuşmalardan birinde, İskandinav kökenli bir iletişim ve operatör şirketi, bizdeki Turkcell gibi bir firma diye tarif edeyim,  çalışmalarından örnekler gördükleri Erdil Yaşaroğlu ile irtibat kurmak istedi. Onunla iş yapmak-çalışmak, koşullarını öğrenmek istiyorlardı. Erdil de fuardaydı, kolaylık oldu, aralarında konuştular, nereye vardı, nasıl sonuçlandı bilmiyorum ama "kitap" dışında bir mantık ve arayışla bir şey isteyen birileriyle karşılaşmak ilgimi çekmişti.

Arada merak edilir, bu kadar çizerimiz var, hele Gırgır döneminde yaşadığımız altın çağı hesap ederek sorulurdu, neden yurt dışına açılamıyoruz, neden işlerimiz dışarıda da yayımlanamıyor diye... Geçmişte bir cevap verirdim, Frankfurt'ta pek çok yabancı yayıncı ile konuştuğum için daha doğrudan bir fikrim-deneyimim oldu... 

Yabancıların hikayelerini çizebileceğimizi, buna karşın kendi hikayelerimizin ve anlatma tarzımızın talep görmeyeceğini biliyordum. Gurbetçilerin bizim hikayelerimize özel bir ilgi göstereceği sanılıyor, ne yazık ki bu bir yanılsama... Önemli olan networke girebilmek... Eserin yayınlandığı ülkenin anaakımında bir şeye denk düşmesi gerekiyor. Gurbetçiler de o anaakımla beğenilerini geliştiriyorlar zaten...Yayıncılar öncelikle kendi piyasalarını ve beğenileri akıllarında tutuyorlar. 

Bizde çok beğenilen bir işin dışarıda tutmasını beklemek bir yanılgı o yüzden... Hele popüler mizah, bize benzemek durumunda olan bir mecra...Neye neden güldüğümüzü bile anlamıyorlar, biz de onları anlamıyoruz.

Diğer yandan Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem gibi isimlerin mizahı, zaten çok da "yerli" değildi ve global mizaha yakın duran işlerdi. Fuara giderken "kimler ilgi çekecek?" diye bana sorulunca iki isimden bu tonda bahsediyordum. Oraya gidince yabancı yayınların kendi piyasalarına yakın olanı daha çok aradıklarını görüyorsunuz...

Türkiye'de döndükten sonra Selçuk Erdem de Turkcell ile çalışmaya başladı, onlar için üretim yapması, kuşkusuz tesadüf değildi. Global popüler kültürün seçimleri ve beğeni kıstasları da benzeşiyordu. Biri Erdil'i diğeri Selçuk Erdem'i yok yere seçmiyordu. 

Yukarıdaki görsel, Erdem'in çizdiği hazır kartları biriktiren bir koleksiyoncuya ait...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder