Salı, Mayıs 07, 2024

Televizyon ve Coni Gitar

Tarihinden emin değilim, Yeni Sabah'tan ayrıca bakmak gerekiyor ama 1956 ya da 57' yılında yayımlanmış bir Cafer ile Hürmüz serüveninden bahsedeceğim. Hikayenin bütünü bununla ilgili değil, geçerken değiniliyor ama bir televizyon ve rock n roll eleştirisi yapılıyor, onu ilginç bulduğum için paylaşmak istedim. 

Bantlardan okuyabilirsiniz ama kısaca anlatayım. Coni Gitar (ki fena halde Altan Erbulak'ı andırıyor, handiyse kendini çizmiş) sahneye çıkıyor ve çıkmasıyla dinleyenler delirircesine kendinden geçiyorlar. Televizyon aracılığıyla bir toplumsal histeri yaşanıyor filan... 

İki açıdan ilginç; birincisi, televizyonun ne olup olmadığı o tarihte bilinmiyor, sahiden cahiliz bu konuda... Bildiklerimiz de çeviri gazete yazılarıyla, kimi Amerikan bantları ve hikayeleriyle, görenlerin anlattıklarıyla sınırlı. Şöyle anlatayım, dizinin yaratıcısı Erbulak'ın değil televizyonu, televizyon seyircisini görmemiş olması yüksek ihtimal. 

İkincisi, ilkine göre bilinirliği yüksek olabilir ama rock yıldızlarının seyirci üzerinde etkilerini yine bilmiyoruz, sadece okuyoruz-duyuyoruz, yaşamış-karşılaşmış-deneyimlemiş değiliz...

Peki ne diye böyle bir eleştiriye kalkışılmış derseniz, bizde Hoş Memo adıyla yayımlanan All Capp'in ünlü çizgi bantı Li'l Abner'den etkilenilmiş, öyle anlaşılıyor... Sorun şu ki, Capp, ciddi bir muhafazakar, rock n roll'ü küçümsüyor, gençleri ve üreticilerini dejenere filan buluyor. Hoş Memo'da sayısız kez, benzer yorumlarda bulunur. 

Erbulak, Capp'ten yirmi yaş genç bir çizer olarak, televizyona ve müzisyenlere o kadar da "amca" gibi bakamaz, bakmamalı da zaten... Galiba diyorum, bir çizgi romanın çizgilerini sevince, hikayenin bağnazlığı gözardı ediliyor ve kolay anlaşılmıyor...

Kısa bir medya yorumu da yapayım, o yıllarda medya mesajının bir şırınga gibi insanlara enjekte edildiğine inanılıyor. Sınıf farkı, kültür ve cinsiyet ayrımı olmadan, herkes aynı biçimde o mesajı anlıyor ve "kapılıyor" diye düşünülüyor. All Capp de en çok bundan korkuyor, Amerikan değerleri ve geleneğinin kaybolduğunu düşünerek "yanlış mihrakların (haliyle liberallerin) kontrolündeki" medyanın eleştirisini yapıyor...

Diğer yandan Erbulak'ın tatlı çizgileri ve sevimli tiplemeleri meseleyi böylesi bir muhafazakarlık yokmuşcasına eğlenceli bir biçimde gösteriyor, onun da hakkını teslim edeyim. 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder