Çarşamba, Mayıs 08, 2024

Arthur Berger'in Türkiye ziyareti vesilesiyle...

1974 yılından bir açık oturum. Amerikan Kültür'de düzenlenmiş... Çizgili sanatlarımız özellikle Fransa ve Amerika'dan ilham alarak, taklit ederek gelişiyor... Hatta uzunca bir süre, Amerika'ya bile Fransızca üzerinden hayranlık duyuyoruz. İngilizce, altmışlı yıllardan sonra yaygınlık kazanıyor. 

Meseleye genel olarak kültür emperyalizmi üzerinden bakıldığı ve yorumlandığı için pek tartışamıyoruz ama... Fransız Kültür ve Amerikan Kültür'ün sanat hamiliği ve yayıcılığı yaptığını da kabul etmemiz gerekiyor. Karikatür ve çizgi romanla ilgili sergi, sunum ve söyleşilerin ilk örneklerini oralarda karşılaşıyoruz örneğin. 

Paylaştığım açık oturum, bunun örneklerinden biri... Sadi Dinççağ, oturum başkanıymış, Amerikalı bir akademisyenle birlikte Semih Balcıoğlu ve Ferruh Doğan konuşmuşlar. Akademisyen ise benim de sempati duyduğum, çok konuşulan biri olmamakla birlikte epeyce kitabı dilimize çevrilmiş olan Arthur Asa Berger... 

Kendisini asistanken-üniversitede çalıştığım yıllarda keşfetmiştim, Berger tıpkı benim gibi iletişim bilimleri ve medya çalışmaları alanındaydı, üstelik çizgi roman ve karikatürle yakından ilgiliydi, Hoş Memo hakkında bir kitabı vardı, hemen kopyasını edinmiştim... Cidden şaşırmış, benzer ilgi ve hayallerimiz olan biriyle karşılaşmaktan dolayı sevinmiş, kendime çok yakın bulmuştum. Yukarıdaki broşürü görünce kıkırdadım, meğer yıllar yıllar önce, beyfendi buralara kadar gelip çizgi bantlar hakkında konuşmuş... Otuz yıl sonra filan yazdıkları okullarımızda ders kitabı olarak okutulan biri, sessiz sedasız gelip gitmiş işte.

Broşürde ilginç bir detay daha var, çizgi roman ya da çizgi bant yerine "comics" ve "comics sanatı" denmiş... O yıllarda tam ne diyeceğimizi bilemediğimiz, önemsenmesi gerektiğini düşündüğümüz bir çizgili sanat formu çizgi roman...Berger, bantlardan ve Hoş Memo'dan bahsetmiş olmalı...Oturumda Balcıoğlu ve Doğan yerine gazetelerde bant çizen Turhan Selçuk veya Bedri Koraman olsaymış daha doğru olurmuş sanki... 

Karikatürcüler, Türkiye'de çizgi romancılara göre daha kurumsal ve daha itibarlı konumdalar, hele o yıllarda, entelektüel bir tartışma içinde öncelik onlara veriliyor...Balcıoğlu ve Doğan'ın neden orada olduklarını da açıklıyor bu durum. 

Denk geldiği için bir not düşeyim, bir iki gün önce, 5 Mayıs'ta Dünya Karikatür Günü kutlandı, görebildiğim kadarıyla ilk kez bu kadar yaygın bir paylaşıldı-kutlandı. Nerden çıktı bu diyen karikatüristler de gördüm, matraktı. Amerika'da The National Cartoonist Society, bu tarihi, Yellow Kid çizgi bantının ilk yayımlandığı gün olmasıyla seçmiş ve öyle deklare ederek, yaygınlaşmasına çalışmış... Bize gelmesi yine ta oralardan yani. 

Şuradan da biliyorum, 1995'te çizgi romanın yüzüncü yılı denmişti, yine aynı tarih bir milat olarak gösterilmişti. Amerikalıların, "cartoon" derken kastettikleri karikatür değil yani... Daha çok çizgi bantçıları işaret ediyorlar...Yani 1974'teki oturumun adı Berger ve diğer Amerikalılar için "cartoon art" aslında... Kapak için seçtikleri örnekler de bunu gösteriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder