Pazar, Nisan 02, 2023

Kendine Kıymak

Kareyi Şahap Ayhan çizmiş, Azmi Nihad'ın bir öyküsü, 1954 yılından, "Esir Türk"'ün vatanı uğruna fedakarlıkla canını kıyması resmedilmiş. Bizim çizgi romanımızda intihar pek anlatılmadığı için istisnai bir sahne bu. 

Gerçi, hemen bir derkenar notu düşmeliyim, serüven edebiyatında, ancak ve ancak kaydıyla diyelim, yakalanma-hapsedilme korkusuyla intihar eden kötülerle karşılaşırız. Hapsedileceğine, ölmeyi tercih edip varı yoğu patlatırlar filan... Yani, melodram ağırlıklı meselelerle uğraşmaz serüven literatürü, kavuşamama, aşkına karşılık bulamama, yasak aşkın ortaya çıkması filan ilgi çekici gelmez oğlan çocuklarına... 

Malumunuz, intihar, kendini cezalandırmak değil bazen geride kalanları cezalandırmak için de yapılır, böyle bir yönelime de rastlamadığımı düşünüyorum. Mizahi çizgi romanlarımızda ekonomik sıkıntılarla, ya da ergen körlüğüyle kalkışılan intihar girişimleri anlatılır ama hepsi umutlu hikayelerdir. Kahramanlar (ki hemen hepsi genç ve bekar erkeklerdir) aşkla, yaşamak için güzel bir sebeple karşılaşır ve hayata devam ederler. 

İntiharın ve intihar edenin felsefi çıkarımları, melankolisi, depresyonu, ruhani savrulmaları haliyle akla gelmez, bunun temel nedeni, çizgi romanların psikolojiye değil olay akışlı bir anlatıma dayanması elbette, kahramanın seyir yolculuğunun izlettirilmesi... Kahraman dertlenecek kadar "duramaz", o durursa "dünya durur" çünkü.

Çizgi romanlarda öldürme-öldürülme vardır, doğal ölüm veya kazayla ölüm nadirdir, öyle ki, kaza ya da doğal ölümlerin bile altından cinayetler çıkar, intihar ise bu dünyaya ait sayılmaz, normal olmayanlara, en çok da kötülere yakıştırılır. 

E peki yukarıdaki karedeki Türk neden intihar etti derseniz, bizim çizgi romanımız epeyce adult ve milliyetçidir, Finaldeki tek etkiye ve tek yönlü akışa kapılan karakterlerin önemlice bir kısmının tek derdi ve davası Türklüktür, vatan uğruna ölür ve öldürürler, yani bu intihar da o fasıldan bir fedakarlık ve gurur gösterisi içeriyor... Durkheim böylesinden pek söz etmiyordu diyelim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder