Cinayet tarihini incelerseniz, onuru için sahneye çıkan erkeklerin tamamı aşk ve sadakat bağlamında ölür ve öldürürler. Düello dediğimiz şey ekseriyetle mülkiyet kavgasıdır, kadını sahiplenme, "tarlaya kimseyi sokturmama" mücadelesidir.
Seven kıskanır denir ya, eskiden bu hallenmeler çok erkeksiydi, erkeğin şiddetini meşrulaştıran bir tarafı vardı... Şimdilerde hemen her şey klavye tıkırtısıyla, telefon mesajlarıyla yaşandığından olabilir epeyce "unisex" oldu... Birinin biriyle takipleşmesinden, mesajlarını ve fotoğraflarını beğenmesinden, dm den yazmasından, kalp bırakmasından, hatta takip etmesinden bir şeyler çıkarılıyor... Kadınlar ve erkekler, birbirlerini buradan sınıyor ve mukayese ediyor...
Mizahçılar, algıda seçicilik olabilir, bunun esprisini çok yapar oldular: [mesajı için] "gördü ama cevap vermedi", "biriyle yazışıyor" "online görünüyordu", "iki tık çizgi olmadı", "gece girdim, yazıyordu" gibi kalıpları karikatürlerine taşıyorlar. Kubilay Odabaş, bu halleri espri olarak kullanan en genç mizahçılardan biri.
Yukarıdaki karikatürde normalleşmenin esprisini yapmış mesela... İnternetin ve telefonun ilişkilerin bir parçası haline gelmesi, her şeyin orada başlayıp orada sonlanması, orada yaşaması normalimizi çoktan değiştirdi demek istiyor sanki.
Tabiatımızın bir parçası, Ben böyle bakıyorum. Müzisyen Fazıl SAY geçtiğim hafta eşinden ayrılırken mahkemeye eşiyle el ele tutuşup gitti.
YanıtlaSil