"Çin işi, Japon işi" deyişi meğerse bir işportacı cayırtısıymış, Yahudi satıcılar sokaklarda gezerken, ellerindeki Çin ve Japon mallarını böyle bağırarak satıyorlarmış. Kolektif hafızada yer edişi, te o zamanlardan...
İki açıdan enteresan, birincisi geçen yüzyılda bile uzakdoğu malları işportada-sokaklarda satılacak kadar ucuzmuş... İkincisi, sokak satıcılarının Yahudi olması elbette...
Bugünkü popüler kültürümüzde Yahudilere işportacılık yakıştırılmaz, o halde hayal edilmezler. Fabrikatör olabilirler, tefeci olabilirler filan ama işportacılık yoksullara atfedilen bir meslektir. Böylesi hoşumuza gidiyor veya ona inanıyoruz diyelim. Yoksul veya dar gelirli Yahudi olabilemez fikrindeyiz.
Bu kerre 1925 yılından, yine Akbaba'dan bir alıntı : "Evvelde, eski feslerimizi saklar, Yahudi
vatandaşlarımızdan bardak, tabak, süpürge, faraş gibi ufak tefek şeyler
alırdık."
Düşünün eskiler alıyor, takas ediyor, sokak sokak geziyor, alıyor satıyor Yahudiler...
Fakir Yahudilerin çoğu 1948'den sonra İsrail'e göç ettiler. Yeni kurulan İsrail'in kibbutzlarında da Stalin'in fotografı asılıyordu. Hey gidi günler hey😍
YanıtlaSil