Cuma, Ekim 29, 2021

Bi pisiklet bi top

Kıyafetlere bakılırsa otuzlu yıllardan kalma bir stüdyo fotoğrafı, arkasında Ermenice bir şeyler yazılmış... Fotoğrafla ilgili iki şey düşündüm, birincisi, bisiklet ve top, o kadar değerli ki, stüdyo aksesuarı olmuş... galiba diyorum, yirminci yüzyılda çocuklar için en değerli hediyelerdi top ve saat, belki buna bir de kol saati eklenebilir. Hatırladığım ilk stüdyo fotoğrafımda saatim gözükmeyecek diye korktuğumu hatırlıyorum, üzülmekten korkmak gibi bir histi...

İkincisi, fotoğraf stüdyolarındaki mizansenlerle ilgili, o dekorlar, aksesuarlar, kostümler, duvara çizilen manzara resimleri filan...bugün bize saçma ölçüsünde yapay ve primitif geliyor. Oysa o günler için bir moda, bir farklılık, teknolojik bir yenilikti. İnsanlar çekilen fotoğrafları görüyor, aynı dekor önünde fotoğraf çektirmek istiyordu. Sahiden arzu duyuyorlardı, itibarlı, eğlenceli ve yeni duruyordu. Fotoğraf makineleri geliştikçe, ucuzlayıp yaygınlaştıkça etkisini yitirdi diyelim.

[Bu dekor faslı bana çocukluğuma dair garip bir çağrışım yaptı, onu da paylaşayım, yetmişli yıllarda siyah beyaz televizyonlara tek renkli şeffaf plastik cam kılıflar takılırdı. Televizyon yayınını pembe, mavi, yeşil renkli bir plastik camın (!) ardından seyrederdi insanlar ve ister inanın, ister inanmayın bu ürün kapış kapış satılırdı, her sınıftan evde görmek mümkündü, kimseye tuhaf gelmezdi. Renkli yayın başlayınca, siyah beyaz televizyonlarla birlikte çöpe atıldılar. ]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder