Kınar hanım, "Yeni piyesinizde bana verdiğiniz rolde seyircilerin hoşuna gidecek bir şey var mı?" diye soruyor. Reşad Nuri Bey de güya esprili bir cevap veriyor: "Evet, ilk perdede kocanızdan müthiş bir dayak yiyeceksiniz!.."
Bu kadar zaman geçmiş, insan esprinin gayesini düşünüyor, niye dayak gelmiş akıllarına, hem kadın hem de "evli barklı" olduğu halde sahnede "fink attığı" için olabilir mi, yoksa Ermeni olması akıllardan hiç çıkmamış mı... veya hadi iyimser olalım (!), belki de kaprisli bir oyuncuydu, narsistti, oyunu değil rolünü düşünüyordu, o hicvedilmiş diyelim... Cevabı hiç bilemeyeceğiz, ama hepsinden küçük büyük katkılar aldığını tahmin edebiliriz...
Ece Ayhan'ın "üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar hanım'ın denizlerinden" dizesini de moda deyişle "şuraya bırakalım"
Bu yorum da bana tarih bloglarinda bir zahmet ya da sirf bu firsati degerlendirmek icin actiklari Turkiye maddesine Ermeni soykirimi soylencesinden baska madde koymayan Fransizlari hatirlatti. Niye her Ermeni adi gectikce boyle bir anistirma zorunlulugu oluyor ? Bu kadari da kompleks oluyor artik.
YanıtlaSil