Pazar, Nisan 12, 2020

Zamanın küçük ve büyük hikayeleri



Hepimiz kendimizi-geçmişimizi anlatırken bir hikaye kuruyoruz. Bence, bu hikayeler, hele birine anlatılıyorsa, takdim ediliyorsa, kişisel hikayelerimizden (mikro) çok, kamusal (makro) olandan (milletin ve geçen zamanın büyük hikayesinden) besleniyor. Ne yaparsak yapalım, yaşadığımız hayatın kamusallaşmış (veya popülerleşmiş) olan bir büyük hikayesi var. Örneğin, artık pek kalmadılar ama çok yaşlılarla konuştuğunuzda size mutlaka Atatürk'ü gördüklerini anlatıyorlar. Birini görmek niye bu kadar önemli olsun ki (diyemiyor, dinliyorsunuz)... Atatürk önemli ve değerli olduğu için onu hikayelerine katmak, bunu yaparak hikayelerine bir önem ve değer katmak istiyorlar çünkü.

Yukarıdaki görseller, genç bir kadının (1950'lerden başlayarak  çeşitli dönemlerinden) okul kimlikleri...Talatpaşa Ortaokulundan Dame de Sion'a gitmiş... Eğitimli bir aileden geldiği tahmin edilebilir. Vesikalıklara bakarak saç biçimini, bakışını, ifadesini yorumlayabilmek mümkün... Muhtemelen yaşamıyor ama sorsak, bize o yıllarını anlat desek ne anlatırdı acaba...

Demokrat Parti'nin yükselişini ve 27 Mayıs'ı mutlaka hikayesine dahil ederdi gibi geliyor bana. O faslın ilgi çekeceğine inanırdı, tıpkı Atatürk'ü görmek gibi bize 1960'ın mayıs ayını anlatabilirdi... Oysa onun mikro hikayesi, uyduruyorum... diyelim ilk aşkı, regl olması, biriyle yanak yanağa dans etmesi, Lise'den mezun oluşu, sınıfta kopya çekmesi, sigara içmesi, bir yakınını kaybetmesi, bozulan nişanı filan... çok ama çok daha önemli olsa bile sanıyorum anlatmamayı tercih ederdi...Veya hemen anlatamazdı...bizi uğraştırırdı, önemsiz bulurdu, mahrem sayardı vs vs

Makro hikayelere yaslanmadan o mikro, kamusallığa dokunmadan kişisel olan anlatılamıyor. Bizi biz yapan, büyüten kırılma anlarımız, yenilgilerimiz, küçük büyük zaferlerimiz neden önemsiz olsun ki denemiyor... Bana öyle geliyor ki, her zaman ve her yerde olduğu gibi, güce tapıyor, o büyük-makro hikayenin şemsiyesi altına giriyoruz. Ona referans vermeden hikayemizi kuramıyoruz.

1 yorum:

  1. Selamlar blogunuzu takipteyim sizde blogumu takip edip son yazıma yorum yazarsanız çok ama çok mutlu olurum :)

    YanıtlaSil