E burda ne yapılıyor aslında bilmiyoruz, hadi diyelim Leylanım, hayranlarına resim imzalıyor, hiç olmaz değil, camekanlar artist resimleriyle dolu çünkü... Kenarda oturan kim acaba... Pek de fan gibi durmuyor çünkü... Belki de Leylanımın "yardımcısı"... Tarih, 1962-65 aralığı bence... Kıyafetler de artist resimleri de o yılları işaret ediyor.
Bizde artistlerin resimlerine imza atmaları asıl olarak altmışlı yıllarda başlar. Daha önce olması pek mümkün değil zaten. O tarihlerde filmler, dergiler, gazeteler eş zamanlı olarak tüm Türkiye'de görülebilir oluyor... Popüler kültürün coştuğu, ürünlerden kazanılan meblağların geçmişle kıyaslanmayacak ölçüde arttığı ilk dönem bu...
Seyirci, o ürünle (örneğin filmlerle) daha sık karşılaştıkça hayranlık ilişkisi kurabilir oluyor. Sinemanın magazini reel olarak ilk kez bu dönemde varolabiliyor. Basın tarihimizin en ünlü sinema magazinleri (örneğin Ses) o tarihte yayımlanmaya başlıyor. Artistlerin posterleri, imzalı resimleri dergilerde görülüyor. Oyuncuların adresleri -resim istenebilsin diye- basında yayımlanıyor filan...
Yeri gelmişken, artist kartpostalları bu tarihten bir on yıl sonra kitleselleşmekle birlikte bu ticaretten sinemanın pek faydalanamadığı söylenebilir. Ne oyuncular, ne yapım şirketleri bu işi kendi lehlerine çevirememişler.
Edebiyatta yazarın okurla karşılaşması daha zor olduğu için okura yönelik imza organizasyonları ancak kitap fuarlarıyla mümkün olabildi. Neredeyse sinemadan çeyrek asır sonra...
Eski resimler, insanı uzaklara götürüyor.
YanıtlaSilFuarlar, organizasyonlar biraz daha genişletilip bütün sanat dallarından bir şeyler ihtiva etse ne iyi olurdu. Kültürel anlamda güzel bir etkileşim olurdu... Belki o zaman da görsel sanat "işçileri"nden de imzalar alabilirdik... Ya da "bir fotoğraf"