Çarşamba, Ağustos 14, 2019

Pıt Pıt Sözlüğü (28)


Umut: Dayanıklı, gayretli, yaşlı bir kaplumbağaydı. Kurumuş teknesinden boynunu uzata uzata yürüyordu. Altında yanan toprağa, güneşe, ateşe dayanarak yürüyordu. Sanki kıracın köşesine sıkışıp kalmış bir parça serinliği bulmağa gidiyordu. Ya bulacak, ya Tozak kırını bırakacaktı. Ucunda ölüm olsa yürüyecek, bu kuraktan, bu sıcaktan kurtulacaktı. Dünyanın bol otlu, gölgeli bir yerini mutlaka bulacaktı. Serin bir yere varacaktı (Fakir Baykurt, Kaplumbağalar) .

Dejavu: Yaşamak anımsamak mıdır yoksa? /Sanmam, biz de bir sestik belki /Birileri için yıllar önceki Şaşırtıcı karşılaşmada (Melih Cevdet Anday).

Yazmak: Necmi Efendi’nin elindeki kâğıtlar beyitle doldukça ruhu hafifliyor, başı hafifliyor, yorgun ve hasta varlığındaki ıstırapları hiç hissetmiyordu (Nahik Sırrı Örik, San’atkârlar).

Ceride: Gazete.

Beklenti: Çok rahatıma düşkünüm, çok. Ölüm bari göze göz dişe diş gerçekleşmeli. Hiçbir şey Vernel’lenmeyecek efendim (Vüsat O. Bener, Bay Muhannit Sahtegi’nin Notları).

Başdönmesi: Kimse ölümü övemez / Seni gördükten sonra / Kulluğu /Savaşı / Güzel gösteremez (İlhan Berk).

Saplantı: Ankara treniyle gelen kadının unuttuğu havlu. Karyola demirine atılmış, yarısı yorganın üstünde. Karaları ince, sarıları kırmızıları kalın çizgili (Yusuf Atılgan, Anayurt Oteli).

Fotoğraf: Ozan Sağdıç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder