Yalnız yenilen yemekler, kuytular, bulanık camlar,
parçalı bulutlu havalar. Kalabalıklardan geriye kalan sessizlikler, beton
tepelerin iniltisi.
Ömer Arslan, sessizce geçip giden insanları anlatıyor, her gün bir
şeylerle avunan insanları… Günün yorgunluğunu.
Avuntular,
taze bir iç dökme öykümüze, tutsaklık parçaları, unufak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder