Cumartesi, Ocak 07, 2017

Yazık Bize...


Hemen her gün kötü bir şey oluyor. Yeni yıla katliamlarla, bombalarla başladık. Üstelik bitmeyecek, arkası gelecek, ne yazık ki öyle görünüyor. Benim yaşadığım tarihten çıkardığım şudur, hükumetler, böylesi saldırılar karşısında hemen adresi belli olanlara, ellerinin altındakilere ve illa ki eğitimli muhalif azınlığa yönelir, onlara cellallenir, onları cezalandırırlar.

Dün gece arkadaşlarım, tanıdığım, sevdiğim nitelikli akademisyenler işten atıldılar. Niye  atıldılar sahiden anlaşılır değil diyeceğim ama bir anlamı olmayacak. Kaç aydır yineleniyor, herkes sırasını bekliyor, hemen hepimiz olup bitene alışarak, bakakalarak duruyoruz.

Nasıl şehirlerin tenhalaşmasına, insanların tedirginliğine alıştıysak, nasıl hiç bitmeyen ölümlere kahroluyorsak...Bunlar da dahil üzülmelerimize...

Sadece şu karşılaştırmanın yapılmasını dilerim.

1979-1980 arasında ölenler ile 1980-81 arasında işten atılanları düşünün... Sonra da son bir buçuk yılımızla karşılaştırın. Herkesin, her siyasetçinin yanlış dediği, keşke olmasaydı diye hayıflandığı 12 Eylül'ü geride bırakan günlerin içindeyiz. Çok daha fazla insan öldü, çok daha fazla insan işten atıldı.

Yazık bize, seçilmişler, profesyonel ve amatör siyasetçiler, akademisyenler, bürokratlar demokrasiye inanmıyor bu ülkede.

Bu kaçıncı "yazık bize" yazısı oldu bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder