Bayramda okuduklarım. Yine bir Fournier okudum.
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam'da bu defa erken yaşta kaybettiği babasını anlatıyor Fournier, her zaman küçük şeyleri odaklanmayı seviyor ama bilmiyorum, bu defa, etkilemedi beni, tekrarlar vardı filan.
Capote, sevdiğim bir yazar, filmini seyrettiğim için
Tiffany'de Kahvaltı'yı bir türlü okuyamamıştım. Romanı okurken de aklıma hep film geldi. Karakterlerin sivrilikleri, kurnaz mı demeli, ürkek öfkeleri, hazcılıkları etkileyici. Nihad Siris'i ilk kez okudum, fırsat buldukça Arap romancıları okuyorum. Gevezelikleri, evlerde geçen sıkışmışlıkları, siyasetle yakınlıkları, doğrudan konuşmaları ilgimi çekiyor.
Sessizlik ve Gürültü, bu bakımdan bana iyi geldi. Paul Kirchner, ilk gençliğimden, Amerikan Heavy Metal'den bildiğim bir çizer, balon ya da anlatım kutusu kullanmadan anlatılan karanlık bantlar çizerdi. Otobüs'le tanınırdı. Fransızca baskılı bir toplaması
Le Bus. Güzel ve tuhaf bir çizgi romandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder