Pazartesi, Temmuz 04, 2016

Sirkeye Koymak



Erdoğan’ın İsrail’le yakınlaşması, İslamcılar ve partililer arasında ister istemez bir dalgalanma yarattı, ahım şahım bir şey olmadı elbette, ilk andaki şaşalamalarını saymazsak, dert bile edilmedi hatta. İHH, evvela mırın kırın etmişti, sonra sosyal medyada, yanlış anlaşıldık türünden açıklamalar yaptılar, özür dilediler. Bana ilginç gelen bir şey söylemişler, ona takıldım. Diyorlar ki biz “İsrail’le örtünen çıplak kalır” atasözünü kullandık, yanlış taraflara çekildik şu bu… Böyle bir atasözü olabilir mi? Yazıyı bu sebeple yazıyorum. Mümkün mü? Atasözü nedir bilmiyor olabilir mi bu arkadaşlar? Olabilir galiba.

Buradan şuna geleceğim, İslamcı ve partili yayınlar, bir süredir, takıntı halinde, kültür dünyasındaki Beyaz Türk İktidarından söz ediyor, evirip çevirip, birilerine saydırıyorlar. Okur yazar bir tabanları olmadığı için, kendilerini okuyup anlayacak birilerini hasımlaştırmaları pek akıllıca gelmiyor bana. Anlamıyor değilim, sürekli hasmanelik yaptıkları için devamlılık gösteriyorlar elbette. Beyaz Türkler kadar Geziciler, Gezi Şiddeti gibi nitelemeleri de var. Dönderip dolaştırıp, allayıp pullayıp,  bunları birilerine yaftalıyorlar. Bir eleştiri okuyacağım, bir fikir öğreneceğim sanıyorsunuz, herkesin derdi ikbal olduğundan, okura değil partililere yazdıklarından, danışmanlık alırım şehvetiyle seslerini yükselttiklerinden… keçi boynuzu bile çıkmıyor yazılardan. 

Keçi boynuzu eksik oldu, saynsfikşın diyaloğu gibiler, başka bir alemdeler. Büyük bir hararet gösteriyorlar ama ortada ona tekabül edecek bir fikirleri, bir mukayeseleri yok demek istiyorum. Gezi şiddeti diyorlar, adını bir türlü doğru söyleyemedikleri ve bir türlü IŞİD diyemedikleri örgüt, hemen her gün birilerini katlediyor, gıklarını çıkarmıyorlar. Ağızlarında bozuk plak gibi Laikçi, Ulusalcı, Kemalist lafları… Akılları fikirleri partizanlıkla. Hakikaten sıkıcılar. Bu sıkıcılıkla, bu kifayetsizlikle kültür alanında nasıl iktidar olmaya talipler akıl alır gibi değil. Dedikleri gibi bir iktidar, dedikleri gibi bir şiddet diyelim ki var ama hangi akılla, hangi argümanla bir alternatif getiriyorsun? Hangi muhakemeyle IŞİD’in yapıp ettiklerini yok sayıyorsun da lafı Gezi’ye getirebiliyorsun. Son bir yıl içinde yüzlerce masum insan öldürüldü, nasıl bir izandır bu? 

Üstelik IŞİD’in yapıp ettiklerine hiç bakıyorlar mı bilmiyorum, davulun sesi uzaktan hoş geliyor, sen-ben ayırmıyor, düzlüyorlar halbuki. Charlie Hebdo filan diyerek savunulacak yerde değiller, Müslüman’a yakışıyor mu, hiç olur mu noktasında hiiç değiller. Dört gün önce İstanbul, dün Bağdat… Biz demokrasi tartışıyoruz, bunlar canlı bomba, ölmeye ve öldürmeye hazır dolanıyorlar. Şimdiki parti danışmanlarının -vakti zamanında- okuyup yazarken dillerinde pelesenk ettikleri Habermas’miş, Giddens’miş dinlemeyecekler, bunların elinde got got eden herkes hendeğe indirilecek çünkü. O pahalı evler, o ipek elbiseler, o sosyete Müslümanları, o yüksek tavanlı Osmanlı kahvehaneleri, o istişare toplantıları filan kalmayacak. Onların gözünde hepimiz çekiç ile örs arasındayız. Diyeceğim, karınlarını sirkeye yatıranlar, şerbet çıkacak sanıyorlarsa yanılıyorlar, elinde silah olanın kitapla muhakemeyle işi olmaz. Zırnık çıkmaz heybelerine. Selimiye'nin beş yüz yıl gerisindeler.

Bu da mı atasözü değil, Hakim Bey?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder