Demek istediğim şu, yapıp ettikleri, gazete-dergi dağıtımını kullanarak albüm-kitap yapmak aslında...O yüzden üç ayda bir dört ayda bir gibi geniş aralıklarla bu işe kalkışıyorlar.
Basit bir mantıkla anlatayım, şekerden dergi çıkarıyorsunuz ve siz akide şekerisiniz diyelim... Her sayfada akide şekeri olmaz, bir sayfada baklava olur, bir başkasında helva, diğerinde muhallebi...Dergi böyle bir çeşitliliktir, derlemekten gelir, ona göre tertiplenir, tanzim edilir... bir dergide her yazıyı okumanız gerekmez... Seçersiniz...Bazen birini başka zaman bir başkasını...
Ben bu işe kalkışanların narsizmle başedemediklerine inanıyorum. Zor bir mesele...Tuhaf diyelim...
Naber dergisi aklıma geldi yazınızı okuyunca. Haklısınız aslında, dergi demek, "farklı" işleri bir arada görmenin güzelliği demek. Ama Umut Sarıkaya her hafta çizmiyor da üç ay boyunca çizdiklerinden bir derleme yapıyor (gibi). Ben de Penguen ya da Uykusuz'u okuduğum gibi okumuyorum Naber'i. Aralıklarla, arada sırada okuyorum. Sevgiler.
YanıtlaSilBence tuhaftan öte abes bir mesele. Eskiden gene neyse de blog teknolojisinin olduğu bugün fazlasıyla abes bir şey tek kişilik dergi. Dediklerinize katılıyorum. Selamlar...
YanıtlaSil