Bence memleketin en önemli sorunu yaşlılar. Hayatın arsız bir temposu var, yaşlılar bu temponun dışındalar, bizim dertlerimizin dışında bir ritimle yaşıyorlar. Çoğu duymuyor, çoğu artık hatırlayamıyor, çoğu konuşmalara katılamıyor...Gün dolduruyorlar. Biz onlara bakıyoruz, bakmak dediğim bazen bakım, bazen sadece bakmak... İleride onlar gibi olacağımızı bilerek bakıyoruz onlara. Annemiz, babamız, dedemiz, ninemiz, akrabamız, komşumuz, yakınımızlar ama bize hep geçmişi hatırlatıyorlar. En çok da ölümü...
Kaybetmekten, yalnız ve eksik kalmaktan da korkuyoruz.
Yaşlanan insanlarda ilgimi en çok çeken şey, gezme-görme, bir yerlere gitme arzusu... Etraftakiler, çoluk çocuk da bunu yapmak istiyor: "Teyze, gezdirmiyorlar mı seni?" Bir yere gitmek, evden çıkmak, başka bir manzara görmek... Rutinlerinden çıkmak onlara iyi geliyor, halbuki düşününce, iyi göremiyorlar, iyi duymuyorlar... E niye ordalar, niye istiyorlar? Bir yere gitmek, ilgi gösterilmek demek çünkü...
Gençken, yaşlı turistler görüp, "bu yaştan sonra görsen ne görmesen ne" derdim, bunu söyleyen onlarca insan olurdu etrafımda. Galiba diyeceğim, en azından ben böyle düşünüyordum, turistik bir seyahatin "cinsel" bir güdüsü de olmalıydı, hani bunları yapamayacaksan, ne diye yollara düşüyordun... Etrafımdaki yaşlı erkeklerin kadınlardan söz etmesine, cinsellikle ilgili espri yapmasına bakıyorum da bu güdü, erkeklik ezberinden kolay düşmüyor, ötelenmiyor...Geziyorlar, çünkü "görüyorlar" başka yerler kadar, gençleri, başka bedenleri izliyorlar. Tanışmak ve tanışma ihtimali, hayli etkili bir motivasyon hâlâ.
Bir de cinselliğin yerine ikame edilen yemek yeme arzusu var... Garip bir hazla yemek düşünüyorlar, ilerleyen yaşlarda çıkan hastalıklar, pek çok besini kısıtladığından, ilaçlarla sürdürülen bir hayat yaşadıklarından, yemeklere yönelik marazi bir arzu duyuyorlar...
Yaşlılık, kadın ve erkek geçmişlerinden izler taşıyan başka bir tür.
Çocukken örneğin bayramlar harçlık demekti, büyüdükçe saçma biçimde bir evden bir diğerine sürüklendiğim gezmeler oldu... Şimdi yaşlıların eylenmesi gibi geliyor bana...Onlara yönelik saygı, sevgi, sempatinin en yoğun yaşandığı zaman aralıkları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder