Michel Onfray’ın yazdığı Maximilien Le Roy’un çizdiği Nietzsche’nin biyografik çizgi romanı Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak’ı
incelerken aklımda şu soru vardı: Nietzsche’nin çizgi romanı nasıl
yapılabilir? Güzel çizilmiş, el hak, grafik niteliği yüksek, tek tek
bakıldığında göz alan sayfaları olan bir çalışma ama… Nietzsche gibi
sahiden karışık, rivayeti bol, durmaksızın yazan, masa başında yaşayan,
pek çok bakımdan münzevi birisi nasıl anlatılır?
Bu soruyu bir parça oyun gibi sorduğumu, albümü okumadan kendimi
tarttığımı itiraf edeyim. Sondan başlayayım, akli dengesini yitirmiş,
frengiden ölmüş, gündelik hayata karıştığında taşkınlık yapan, kavgacı,
bazen sefahat düşkünü ve bazen her türlü hazzın düşmanı, günlerce
konuşmayan, ölümü kovalayan ve ölümden korkan biri Nietzsche.
Onfray ne yapmış? Bize onun hayatından kesitler sunmuş, hikâye
bütünlüğünden ziyade felsefi tutarlılığı sağlamak istemiş. Hikâye
dizgesini nasıl kullanacağınıysa daha ilk sayfalardan göstermiş.
Başlangıçtaki on sayfada hikâyenin anlatıldığı zaman dilimi altı kez
değişiyor. Mekân, kişiler ve bağlam kolayca anlaşılmıyor. Albümde bir
iki mektup ve metin alıntısı dışında anlatım kutusuna, bir üst sese hiç
başvurulmamış. Bütün hikâyeyi görsel bir devamlılık içinde anlatmayı
tercih etmişler. Le Roy iyi bir çizer ama iç hareketliliği olan bir
tarzı yok. Bu kadar fragmente, ileri ve geri zaman sıçraması yapan
hikâyede sanki daha hareketli bir çizgi kullanmalıymış. Onfray, yavaş
akan, okurun metne dâhil olmasına ket vuran anlatımında, özellikle
finale doğru giderken önemli bir tercihte bulunmuş. Kitap bittiğinde
kullanılan nota bakılırsa, okuru yönlendiren bir açıklama arzusu da
göstermiş. Nietzsche’nin anti-semit olmadığı, ölümünden sonra kız
kardeşi tarafından yazdıklarının manipüle edildiği iddiası hakkında bir
malumat vermiş. İç sayfalarda da ırkçı kız kardeşiyle benzer bir
minvalde tartışma yaşadıkları anlatılıyor.
Doğru bir tespit, Nietzsche çevresindeki Yahudi düşmanlarını ve
yükselen milliyetçiliği daima küçümsemiş ama gel gör ki faşistlerin en
çok okuduğu bir kaç yazardan biri. Karışık gelebilir, söz konusu olan
Nietzsche ise epeyce evirip çevirip kurcalamak gerekiyor zaten. Sırf
coşkulu biri diye faşistler tarafından sevildiğini düşünmek saflık olur.
Meseleye hikâye açısından bakarsak, albümün finali, Nietzsche’nin
anti-semit olmadığına dayandırılıyorsa ve ortada meşum bir kız kardeş
varsa, çocuklukta, ilk gençlikte ve sonraki yıllarda kardeşler arasında
daha net bir aşk nefret ilişkisi kurulmalı, uzlaşmazlıkları, çelişkileri
belirginleştirilmeliydi diye düşünüyorum. Onfray, bu finali
güçlendirmeye çalışmamış hatta aforizmaları andırır biçimde
Nietzsche’nin hayatından parçalar sunarak tahkiye bağını okura bırakmış.
Bu tercih, albümün çizeri Le Roy’a ister istemez ağır bir yük
bindirmiş. O da duygusal krizlerini ve tek başınalığını vurgulayan sayfa
tasarımları yapmış ki çoğu 70’lerde çizilmiş, uyuşturucu triplerini
betimleyen sayfaları hatırlatıyor. Nietzsche, iyi değilmiş hissi
verilmek istenmiş, ben öyle anlıyorum.
Nietzsche gibi dâhilerin en önemli karakter özelliklerinden bir
tanesi, bir zamanlar taptıkları olguyu, fikri ya da eğilimi gün gelir
teper olmalarıdır. Nietzsche’nin Wagner sevgisi ve inkâr ölçüsündeki
hoşnutsuzluğu, kadın düşkünlüğü ve nefreti, hemen her şeye yönelik
(yakınlaşma ve uzaklaşma) gelgitleri, irade savaşları, burjuva
dindarlığıyla kavgası, “yaşarken yaşayın” deyişi, yumuşaklığa karşı
husumeti bana sanki daha enerjik bir havada anlatılmalıymış gibi geldi.
Bilemiyorum, devrimler çağında yaşayan, Alman milliyetçiliği yükseldikçe
kitapları satmaya başlayan, hiç ummadığı biçimde ilgi gören,
feylesofluğu kadar trajedi kahramanı muamelesi gören birinden söz
ediyoruz. Onfray’dan daha eğlenceli ve deliduman bir kitap bekliyordum
diyerek bahsi kapatayım. Onfray’ın Bir Putun Alacakaranlığı (Sel
Yayıncılık) kitabı albümle birlikte okunabilir, onu da tavsiye etmiş
olayım. Le Roy’un Le Monde Diplomatique tarzı mesafeli duran Filistin’le
ilgili çalışmalarını biliyorum. Az çizgiyle kare kuran, sayfa içi
boşlukları bir tarz olarak önemseyen çizerlerden. Yetenekli ve üretken,
senaryo da yazıyor. Gaultier’in çizdiği Gaugin’i yazdı örneğin geçen
yıl. Türkçede de yayınlanabilir çalışmalara sahip.
Nietzsche – Özgürlüğü Yaratmak, iddiası olan bir grafik roman. Yazarı
Onfray nedeniyle ayrıca önemli. Ustaca çizilmiş, doğru seçilmiş
renkleriyle kendine baktıran bir albüm.
[Bu yazı Haziran ayında ArkaKapak.com'da yayınlanmıştı.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder