Pazar, Ocak 02, 2011

Seyrüsefer Defteri 6

Yeni yıla hasta olarak giriyorum, Halkın Çığlığı 2'yi okuyabildim nihayet (30 Aralık). + Unstoppable filmini seyrettim, inandırıcı değildi (29 Aralık). + Town'u seyrettim. Başlangıç iyiydi ama sonra holivut filmi oldu. Yine de Affleck fena oynamamış (28 Aralık). + Sally, Yıldırım Örer çizmiş, hikâye kötü, o ucuzluğu seven var, yok diyemem (27 Aralık). + Biyografik çizgi romanlarla ilgili bir yazı yazdım (26 Aralık). + Memlekette Demokrasi Var, hoş sahneler ve oyunculuklar var ama bu mesaj verme arzusu mizahı bitiriyor. Beyamca mizahı olmuş (25 Aralık). + Tuna hastalandı, evin içinde bir hastalık turu başlayacak demektir (24 Aralık). + Hangover'ı seyrettim, sevimli bir komedi. Hatırlamama meselesi her zaman ilgimi çeker (23 Aralık). + You Will Meet a Tall Dark Stranger diyorum ve tebessüm ediyorum (22 Aralık). + İstanbullular'ı aldım ve hakkında bir şeyler yazmaktan vazgeçtim (21 Aralık). + Awesomest Maximus'u seyrettim. Uzunca zamandır National Lampoon komedisi seyretmemiştim, yine vasattı... Neşeli oyuncular vardı, hazcı bir iyimserlik (20 Aralık). + Stone'u seyrettim, bir iki sahnesi çok iyiydi ama de Niro sanki artık hep aynı şekilde oynuyor (19 Aralık). + Tuna'yla oyuncak atölyesine gittim, telden bir Terrari arabası yaptık (18 Aralık). + Shampoo diyorum...Ne garip bir filmdir...Yirmi yıl sonra yeniden seyrettim... (17 Aralık). + Do the Right Thing, ne varsa eskilerde var kontenjanından... (16 Aralık). + Dark Island adlı bir film seyrettim, Lost'un selamı vardı (15 Aralık). + Black Swan'ı seyrettim, Portman iyi oyunculuk çıkartmış, üzerine düşündükçe belki başka bir derinlik görebilirim. Ama bu darlıktan iyi gerilim çıkmış. (13 Aralık). + Senaryo kampı tatsızdı, yüzyılın kar yağışı yağacak dendi, gram yağmadı İstanbul'a...Ayıptır kardeşim, yolculuğa çıkmış bir adamı niye strese sokuyorsunuz... (11-12 Aralık). + Tuna'yla Wall E'yi izledik. 4-8 yaş arasına uygun değil bana kalırsa...(10 Aralık) + Brooklyn's Finest adlı bir film seyrettim, paralel gelişen üç polis hikayesi. Reşat Gerede bir looser olamaz, yapmaya çalışmışlar, olmamış...Ethan Hawke yine iyi oynamış (9 Aralık). + Gümüş Lale günü (8 Aralık). + Hafta sonu çalıştığım için ancak bu akşam Çılgın Dostlar 3'e gidebildik. Tuna nefsini köreltti ama ben beğenmedim (7 Kasım). + Yine internet, google çıkışlarını kapatmışlar. Koloni blog açılmaz oldu (6 Kasım). + Senaryo kampı, dünyayla ilişkimi kestim (4-5 Kasım). + Av Mevsimi'ne gittim, iyi sinema, iyi polisiye (3 Kasım). + Keşanlı Ali Destanı'nı tekrar okuyorum (2 Aralık). + Red Kit, Pinkerton’a Karşı için bir yazı yazdım, Pennac senaristlerden biri, güzel olmaz mı hiç!… (1 Aralık).

3 yorum: