Küçük Prens, çok sayıda dile çevrilmiş bir best-seller. Masalsılığı nedeniyle çocuk kitabı sayılan çalışma yazarı Antoine De Saint Exupéry'nin en önemli eseri olarak gösterilebilir. Kişisel gelişim yazınının veya post-modern ruhani arayışların yükselişiyle birlikte Küçük Prens'e özel bir ilgi oluştuğu iddia edilebilir. Bu naif ve iyi niyetli anlatı, içeriğinin dışında söz konusu özel dönem, moda ve eğilimlerin desteğini de almıştır. Saint Exupéry'nin ilginç hayatı, pilotluğu ve uçma tutkusu, oryantal ya da üçüncü dünyacı ilgileri bu etkiyi ayrıca artırmıştır mutlaka. Hatta yazarın muammalı kayboluşu, son uçuşu, ölümünden sonra gün yüzüne çıkan not ve eskizleri yine kitaba yaramıştır. Fransa'da özellikle gençler arasında yapılan edebi en iyiler sıralamasında Küçük Prens ilk on kitap arasında istisnasız yer almaktadır. Fransa'nın bir çizgi roman cumhuriyeti olduğu düşünülürse, Küçük Prens'in uyarlamasının yapılması kuşkusuz sürpriz değildir. Epey oluyor, Turkuvaz Kitap, Küçük Prens uyarlaması bir çizgi roman albümü yayınladı. Kişisel olarak edebiyattan yapılan çizgi roman uyarlamalarını başarılı bulmuyorum. Hemen tüm dünyada ticari olarak başarısız olmaları da tesadüf değil. Öte yandan kapitalizmin işleyişi ve global ölçekli sermaye akışını hesap ederek popüler anlatıların biteviye pazarlanmalarını katılmasak bile, anlıyoruz. Küçük Prens, herşeyden önce ticari bir tercihle üretilmiş. Joann Sfar'ın yaptığı çalışma küçük-büyük sadakat sorunları taşımıyor değil ama genel itibarıyla ilgi çekici bir yorum olmuş. Çizgi olarak özellikli bir naiflik taşıyor, Saint Exupéry'nin eskizlerini andıran bir estetiğin sürdürüldüğü anlaşılıyor. Naif çizginin, endüstriyel berraklığın alternatifi olarak estetize edilmesi Küçük Prens mitiyle de uyumlu olmuş. Sfar'ın çizgileri bana Doğan Güneş'i de çağrıştırdı, söylemeden edemeyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder