Cumartesi, Nisan 25, 2009

Aziz Nesin

(…) Nesin, popüler bir yazar olduğundan kaçınılmaz olarak popülisttir: “Halkı bir yazı malzemesi olarak görmekten daha aşağılık ne olabilir! Ben halktan biri olduğum için hep halkın içindeyim, tıpkı balığın ancak suda yaşayabildiği gibi” (Nesin, 1982:1601). Oysa biliyoruz ki halk daima sadakat ve itaat bekler, zafer ister. Bir entelektüelin halkını mutlu etmesi mümkün değildir, yazıp eyledikleri, konuşmaları ve kabullenmedikleriyle keyif kaçırıcıdır. Böylesi bir çelişki içinde Nesin’in muhalifliğini tanımlamak gerekiyor. Uzun yazarlık ömrünün ilk yarısında hakim muhalif eğilimlere yakın durduğu ve pragmatik davrandığı söylenebilir. Örneğin Ellili yıllardaki DP karşıtlığını ancak yurt dışı ödüllerinden sonra alenileştirebilmiştir. Yıllarca İnönü eleştirisi yapmış, onun iktidardan çekilmesini Türkiye için bir umut saymış (Medet, 30.4.1950 vd) buna karşın bir on yıl sonra bu kez Demokratlara yükleyip İnönü’yü cumhuriyet ve tarihle özdeşleştirerek savunmuştur (Akşam, 5.5.1959). Bu noktada, sesini yükselten bir muhalefetten hoşlanan, fedakârlık yüklü her eyleme sempati duyan kişiliğini hatırlamak gerekiyor. Altmışlı yıllardaki toplumsal hareketlilikten ve sokak eylemlerinden mutlaka etkilenmiştir. Yirmi yıl önce Amerikan emperyalizmi karşıtı broşürü nedeniyle hapis cezası aldığı ülkesinde “6.Filo Defol” eylemleri yapılmaktadır. Nesin, bu hareketliliğin yanı başındadır, olmaması da düşünülemez zaten. Atatürkçü olmamasına rağmen Atatürkçü olduğunu düşündüren meydan konuşmaları yapar (Nesin, 1995a:127-132), TİP’e üye olmamasına ve aktif olarak katılmamasına rağmen toplantılarında ön sıralarda bulunur. Türk sosyalizmi iddialarını sonraları hicvedecektir ama iddia sahipleri ile bir arada görünmekten geri durmaz. Uzun yazarlık yaşamında birbirleriyle çelişkili ve hatta ters düşebilecek görüşleri olmuştur. Yukarıda değinmiştik, Aziz Nesin, mizahçı, edebiyatçı ve hatta siyasetçiliğinden önce gazetecidir. Güne uyarlanan sadece öyküleri değil siyasal görüşleri ve kendisidir. Aziz Nesin’i farklı kılan görüşleri değildir, davaya olan adanmışlığıdır, gösterdiği çaba ve göze aldığı risklerdir. Bu sadece hasımlarını değil birlikte yürüdüğü arkadaşlarını da etkilemiştir.(…)

[Dönemler ve Zihniyetler, Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce, 9.Cilt'te yer alan aynı başlıklı yazıdan bölüm]

Fotoğraf: Muammer Yanmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder