Pazar, Nisan 01, 2007

Hikmet'in Dramı (5)




Dışarısı/içerisi ayrımını ise en iyi 20, 21, 22 ve 23 numaralı bantlar anlatıyor. [Bu bantların dizinin en önemli entelektüel eşiğini oluşturduğunu ayrıca belirtelim.] Bantların “ayna” merkezli anlatıldığını görerek, aynanın çağrıştırdıkları üzerinde durmak faydalı olacaktır. Foucault’nun ütopya/heterotopya ayrımıyla başlayalım: “Ütopyalar, toplumun gerçek mekânıyla düz veya ters bir anoloji (kıyas) ilişkisi içinde bulunan ve gerçek bir yeri olmayan mekânlardır. Toplumu -çoğunlukla- mükemmelleşmiş bir biçimde, ya da ters yüz ederek takdim ederler, ama her halükârda bu ütopyalar gerçekdışı mekânlardır. Ütopyaya tezat “yer”ler ise yansıttıktarı ve dile getirdikleri tüm mekânlardan tamamen farklı olan heterotopyalardır. Bu karşıt yerler -ütopya ile heterotopya- arasında bir tür karışık, müşterek deneyim olan ayna vardır. Yersiz bir yer olduğundan ayna da bir ütopyadır. Mevcut olmadığım yerde kendime görünmemi sağlayan bir gölge olmama neden olmaktadır çünkü. Aynı zamanda da ayna gerçeklikte mevcut olduğu, benim işgal ettiğim konum üzerinde bir karşı-eylem uyguladığı ölçüde bir heterotopyadır. Aynanın durduğu yerden, bulunduğum yerde mevcut olmadığımı keşfederim, çünkü kendimi karşıda görmekteyimdir. Yani hem gerçek, hem de gerçekdışıyımdır.” 21 ve 23 bantlardaki ütopya-heterotopya ayrımını en iyi anlatan mutlu ve gamlı Hikmet(ler) olsa gerek. Piyale, aynayı ütopya/heterotopya ayrımının dışında aksi/zıttı olarak da kullandığı için “Hikmetlerin” özellikleri birbirlerinden farklıdır. Aynanın içindeki, ütopyadaki mutlu Hikmet dışarı çıkıp, keyifle gezerken, aksi olduğu gamlı, asıl Hikmet’i görerek aynanın içine geri kaçar. 21 numaralı bantta ilk karede aynadaki akis çizgilerini ikinci karede söken Hikmet onları çerçeveye takar. Böylece karenin çerçevesi ayna olur. Çerçeveye bakan, bir başka deyişle okuyan herkes aynaya bakıyor demektir. Dolayısıyla, okuyucu Hikmet’e, Hikmet okuyucuya bakıyordur. Her iki taraf da aynada aksini, kendisini görür. Hikmet, belki de, okuyucunun özdeşleşmek için, kendi(leri)ni bulmak için okuduğunu bilerek bunu yapar. Ve yine belki de kendisinin ve çerçeve dışını okuduğunun “okunması” için de bunu yapar. Zira, çerçeve dışı bir dünyanın, Piyale’nin bir “parça”sıdır. Hikmet, kendisini görebilecek ampirik okur olduğu kadar ampirik yazar Piyale’dir de. Hikmet’in gerçekliğinden baktığımızda, onun ilk gördüğü, aynayı çizen ve “kendisine bakan” yaratıcısıdır. Bu durumda Piyale aynanın önünden çekilerek yerini okuyucuya bırakmıştır. 22 numaralı bantta saçlarını tarayarak çerçeve dışına çıkan Hikmet, okuyucuyu aynaya -çerçeveye- bakmamız için yalnız bırakıyor. Hikmet’in baktığı yerden -“Piknik”in dünyasından- çerçeve dışı ütopya, çerçeve içi ya da onun bulunduğu yer heterotopyadır. Okuyucu tarafından baktığımızda yaşanılan yer doğal olarak heterotopya, “Piknik” ise bir ütopyadır. Zira kötü adam, kötülük, açlık, tahakküm ve herşeyden önemlisi ölüm yoktur. Ebeveynler, emredenler yoktur, “Sineklerin Tanrısı” değil, dostluk vardır. Herşey olmayan bir yerde mutlak bir güzelleme içinde yaşanmaktadır. Okuyucu için o ayna/kare cennete açılan bir kapı, bir tür gözetleme deliğidir de.

Anlatılanın dışarının aynası olduğu fikrine geri dönersek, Hikmet kendini bir gerçeklik olarak görmektedir. Aynada kendi gerçekliğinin aksine, mevcut olmadığı bir yerdeki görünümüne bakmaktadır. O yüzden dışarısı yoktur, gerçek dışıdır. Hikmet’in gerçekliğinden baktığımızda doğrudur da. Çerçeve bir ayna ise, orada kendine bakan Hikmet, “okuyucuyu” aslında mevcut olmayan bir görünümü yapar. Böylelikle çerçeve dışı da okuyucu da gerçek değildir. Gerçek olan Hikmet’tir, okuyucu değil. Veya bantın bir bölümünde Müjgan’ın söylediği gibi “herkes kendi gerçekliğini yaşamaktadır.” Bize bakan Hikmet, kendisini görebilen, onunla özdeşleşebileceği aksine de bakmaktadır. Piyale’nin kurmaca metin içerisinde yarattığı ampirik yazar Hikmet, kendisiyle özdeşleştirdiği ampirik yazar Piyale’ye bakmaktadır. Daha doğrusu, bir tasarım olarak Piyale’nin ürünü olduğu için, anlatının asıl yazarı olan okuyucuya bakmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder