Çarşamba, Kasım 19, 2025

Gazete okuyan beyfendi

Fotoğraf, 1955-64 arasında çekilmiş, beyfendinin okuduğu gazeteden çıkartıyorum bunu… Rahatlığın, dinginliğin ve “ev” hissinin içindeki ideolojik dokuyu fark ettiren bir kare.

Fotoğrafa bakınca, yorgun argın eve gelmiş koltuğa yayılmış birini görmüyoruz. Sadece onu görmüyoruz. Modernleşmenin ev halini, orta sınıfta özel alanın yeni ritüellerini ve erkek kamusallığının konforlu bir mekânda yeniden üretilişini izliyoruz.

Beyfendinin rahatlığı hemen dikkat çekiyor. Adam, ayaklarını sehpanın üzerine uzatmış, gazetesine gömülmüş, yüzünün görünmemesi, bireysel mahremiyetin altını çiziyor; o yılların fotoğraflarında sıkça rastlanan “poza hazırlanmışlıktan” eser yok. Bu daha spontan, sanki daha içsel bir an.

Mobilyaların dili, dönemin ruhunu ele veriyor. Koltuk, soyut-geometrik bir desenle kaplı: Cumhuriyet sonrasının modern ev dekoru anlayışının en popüler göstergelerinden biri. Bir yanda Batı’dan ithal edilen modernist çizgiler; diğer yanda yere serili geleneksel desenli halı… Bu çelişki değil, tam tersine dönemin tipik sentezi: modern olmak isteyen ama alışkanlıklarından da kopamayan bir toplumun ev içi düzeni.

Perdeler dantel motifli; salon “misafir gelir” ihtimali üzerinden kurulmuş en büyük oda. Sehpa ise neredeyse el işçiliğini andıran oyma yüzeyiyle yerli-modern bir "heykel" gibi. Ev, hem eskiyle barışık hem yeniye özenen bir ruh taşımakta.

Beyfendinin kıyafeti, ütülü pantolonu, desenli çorapları ve ev terliklerine bakıldığında, orta sınıf erkeğinin idealize hâlini anlatıyor: düzenli, bilgili, vakur. Gazete yalnızca bilgi kaynağı değil; statü işareti, dünyayla bağ kuran bir araç. Eve kapanmış olsan bile gazete okuyarak yine “dışarıda”, yine kamusal alandasın!

Ev içi modernleşmenin antropolojisini yapalım, gülümseyerek sıralıyorum: birey, özel hayatın konforunda dahi kamusal kimliğini sürdürüyor. Erkek, ev içi mekânda bile kendine ait bir “köşe” yaratıyor. Okur yazarlık elzem, çağ değişmiş, kamusal bilgi edinme, artık evde de mümkün olmuş Mıstık abi. Bir on yıl sonra salonlarda cilt cilt ansiklopediler sıralanacak.

Bir arkadaşım, fotoğrafı gördüğünde “nostalji peşindesiniz my dear” demişti, “hayır, modernliğin sıradanlığını arıyorum” demedim, laf uzardı, gülümsedim, geçtim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder