Pazartesi, Ağustos 19, 2024

Orhan Boran ve Yuki

Arada değindiğim olmuştur, bir süre Amerika'da da yaşayan portre karikatürcümüz Faruk Alpkurt'un Orhan Boran'a gönderdiği bir orijinal geçti elime... Bu türden hediyelerin sahaflara düşmesi, defalarca karşılaşsam da değişmiyor,  bir burukluk yaratıyor üzerimde. Yoksa, ne Boran ne de Alpkurt yaşıyor artık. Terekeleri dolanıyor ortalıkta.... Yazı çizi ile uğraşan herkesin başına gelecek olan da bu filan ama...

Alpkurt, Boran'ın radyoda popülerleşen, plakları çıkan, Altan Erbulak çizgileriyle çizgi roman dergisine dönüşen, sanıyorum bunu söylemek hiç yanlış olmaz, cumhuriyet tarihinin çocuklar için üretilmiş ilk kahramanı Yuki'yi de çizmiş... Yuki'yi yorumlamış demek daha doğru, çizimi Erbulak ile karşılaştırınca hafif ürkütücü gibi duruyor hatta. Boran'ın elindeki kadehten damlayan içkiyi içmeye çalışan hınzır ve hedonist bir cin sanki... 

Şahsen tanışıyorlar mıydı acaba, Orhan Boran'ın içki düşkünlüğü olduğunu biliyor muydu veya... Çünkü biliyorsa eğer, yan okumaları yapılabilecek bir yorum olmuş, Yuki ile yaratıcısı Boran arasındaki ilişkiyi, babasına karşı çocukluktan çıkmak isteyen bir çocuğun isyanı, çocuk kalmak istemeyen "oğulun" sınırları zorlaması, otoriteyi "yumruklaması" olarak okuyabiliriz. Efendi köle diyalektiği mi desem, oedipus kompleksi mi bilemedim... 

Alpkurt, düz bir yorum yapmış elbette, Yuki'nin bir kedi merakıyla içki damlalarıyla sarhoş olacağını hayal etmiş... Yaramaz çocuk ya... Ben abartıyorum diyelim. 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder