Perşembe, Haziran 06, 2024

Çarşaf

Denk düştü, paylaşayım dedim, Altan Erbulak bir "kara çarşaflı" esprisi çizmiş, rastlamamış olmanız çok zor, erkekler bir "tehlikeden" kaçmak için çarşafa girerler ve şaşmaz-sapmaz bir biçimde diğer erkekler tarafından taciz edilir, "çimdiklenirler." Bu espriyi çizmeyen çizgi romancımız-çizerimiz var mı bilmiyorum. Mesele, Erbulak'a özgü değil demek istiyorum.

Bu fantezinin mutlaka bir gerçeklik payı vardır ama kökeni, İttihatçı modernleşmesine, o dönemin yazarlarına dayanıyor olmalı. E tabi Fransa'da eğitim alan ve milliyetçiliği oralarda öğrenen Jön Türklerin ilham aldıkları mirası da atlamayalım. 

Din karşısına sekülerliği koyan, dindarları genel anlamıyla takiyyeci gösteren ve bu tartışmayı cinsellik ve ahlak üzerinden kuran modern eleştirinin kökeni ta Decameron'a kadar gidiyor. Kilise, burjuvazi eliyle, üç asırdır bastırılmış ve faş etmeye hazır bir cinsellikle özdeşleştiriliyor. 

Aynı bağlamda ve benzer biçimde bizim de şehvetten titreyen üfürükçü hocalarımız, evlere sızabilmek için çarşafa giren (kamufle olan) erkeklerimiz var, edebi olarak yinelediğimiz hikaye (ve espri) klişelerimizden sayılabilirler.

Bu esprinin "erkek" tarafı da var, eşcinsel sayılma korkusu ve "komikliği" de...Mizah dergilerimiz hele Gırgır ve sonrası, çimdikleme esprileriyle doludur. Abazanlık, saldırganlık, kadın açlığı, erkekler arası rekabet, kadına dönüşme endişesi anlatılır durur.

Neye ve kimlere güldüğümüz, neyi esprileştirdiğimiz, tekrar eden gülme vesilelerimiz memleketi güzel açıklıyor bence... "Bana neye güldüğünü söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" zihin açıcı bir perspektif...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder