Mizah dergilerimiz, hele o yıllarda, kimseye tuhaf gelmeyen bir mizojinik (kadın düşmanlığı) tutuma sahip... Karikatür o bakımdan ilginç ya da "yeni" değil, yani kadınların erkek düşkünlüğü, evlenme arzusu, zengin koca tutkusu, aldatma iştahı, makyaj merakı-iştahı ve dedikoduculuğu zaten verili görülüyor, ve hemen her sayılarında espri olarak tekrarlanıyor. İstismar, ihmal, önyargı, tezyif filan sayılmıyor.
Benim ilgimi çeken, elli yaşla meseleyi kapatmaları... Eskilerin deyişiyle ellili yaşında birisini "kocakarı", "cadı-cazu" gibi resmetmişler... Burayı gülerek yazıyorum elliden sonrası mezara yakın görülüyor anlaşılan... Günümüzde insan ömrü takviye ilaç, vitamin ve cerrahi yeniliklerle öyle uzadı ki, artık kadınlar ellisinde böyle görülmüyor-çizilmiyor. Oysa o yıllarda, örnek olsun diye yazıyorum, en şöhretli karikatürcülerimiz Cemal Nadir 45, Ramiz Gökçe 53 yaşında vefat ediyorlar...Normali bu demek istiyorum, abartmıyorlar.
Karikatür ne güzel ve anlamlı bir sanat. Ustaca bir çizimde birkaç çizgiyle boyundaki yaşlılık belirtisi hemen fark ediliyor. Ancak 50. yaşta burun neden öylesine uzamış ve değişmiş acaba. Yalanlardan mı? Resimde sanırım kahve içilip fal bakılıyor.
YanıtlaSilehehehe :)
YanıtlaSil