Çarşamba, Şubat 21, 2024

Genel Yayın Yönetmeni

 


Eskisi gibi değil, okur olarak, yeni çıkan kitaplardan sağlıklı bir biçimde haberdar dahi olamıyorum,  takip edebilmek cidden güçleşti. Kitabevinden geçtim, doğru düzgün kitap satış sitesi dahi kalmadı. Anlaşılan o ki, satışlar düştü, kitabın ticari getirisi azaldı, belirgin bir küçülme yaşanıyor. 

Ne ki bu manzaraya rağmen yeni yayınevleri açılıyor, çoğu az kitap çıkartan, hemen her işini bir ya da iki kişinin kotardığı işletmeler bunlar. Sempatiyle bakıyor, ilgilendiğim türlere ilişkin destek de olmaya çalışıyorum. Dikkatimi çektiği için bir izlenimimi paylaşayım istedim, bu yeni yayıncıların çıkarttıkları kitapların künyelerinde kendilerinden "Genel Yayın Yönetmeni" olarak bahsetmeleri bana enteresan geliyor. Özel olarak birilerini veya bir yayınevini işaret ettiğim sanılmasın, kullanım böyle... Niye böyle onu anlamıyorum.

Hani büyük bir yayınevidir, farklı dizileri-editörleri, farklı yayın yönetmenleri olur ve içlerinden birisi, hiyerarşik olarak onların üzerinde bir idarecidir, ha ona genel yayın yönetmeni denir, denmez değil... En iyi ihtimalle yılda beş altı kitap çıkaran (zararın eşiğinde duran) bir yayınevinde bunu kullanmaksa cidden abes, şimdilerde "kendi işimin patronuyum" diye bir ibare var, sen böyle bir şeysin çünkü, çalışan da sensin yönetici de sensin... Burayı gülümseyerek yazıyorum, yayın yönetmenliği neyine yetmiyor?

Peki niye böyle bir kullanım var? Rahmetli ex-kayınpederim, işsiz ve çalışmaya gönlü olmayan "yeğenlerine" kızarak, "müdür olsalar çalışırlar" derdi. Pozu ve gösteriyi seviyoruz, belki o yüzden kendimizi abartmayı normal sayıyoruz. Yayıncılarla konuşsanız hepsinden sağcılıkla ilgili eleştiriler duyarsınız, kendilerini ve işlerini abartırken onlarla yanyana geldiklerinin farkında bile değiller...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder