Şimdi çok anlaşılmıyor, google var, her yerden kitap satın alınabiliyor, bulunabiliyor, herkes herkese daha kolay ulaşabiliyor...Yurt dışından kitap ve dergi getirebilmek için ne kadar uğraştığımı düşünüyorum da, tam bir trajediydi...Gerçekten yokluktu, kırıntılarla idare ediyorduk. Yazışmalar yaptığım için biliyorum, geri dönüşler aylar sürebiliyordu.
1985-1989 aralığında sanat dergilerinde muhtemelen birbirlerini izleyerek (taklit ederek) çizgi roman dosyaları yayımlandı. Günlerce dergileri evirip çevirmiş, çıkan her yazıyı hatmetmiştim. memleket çizgi romanıyla ilgili yazıların nerdeyse tamamı izlenimsel, nostaljik yazılardı, yalan yok, biraz da ergen cesaretiyle daha iyisini yazabilirim gayreti verdi bana.
Derken... diyeceğim, iddialı bir kitapla karşılaştım. Maurice Horn'un ünlü çizgi roman ansiklopedisine, Ankara'da Cinnah Caddesinin başındaki Amerikan Kültür'ün Kütüphanesinde rastladım. On dokuz yaşında falanım, yaşadığım heyecanı anlatamam, hemen kopyasını çektirmiş, fotokopi ucuz ve yaygın bir şey olmadığı için bütün paramı harcamıştım. Görselde gördüğünüz üç siyah cilt, sağda duran orijinal kitabın fotokopiden yapılan kopyaları... O kadar önemliydi ki, ciltleyip saklamış, yeri geldikçe kullanmıştım.
Horn, çizgi romana ve karikatüre tüm dünyada itibar katan bir isimdi, derlediği kitaplar pek çok bakımdan halen aşılamadı. Günümüzde ansiklopedi denilen şey cazibesini kaybetti ama o yıllarda, yetmişli yıllardan söz ediyorum, o birikimin akademik bir karşılığı vardı, çok çok önemliydi. Geçen hafta sahaflarda kitabın orijinalini bulunca hemen satın aldım... Garip bir his, aşağı yukarı otuz yıllık kopyalar böylelikle boşa çıkmış oldular...
Söylemesem olmaz, ansiklopedinin girişinde güzel toparlanmış betimleyici bir çizgi roman tarihi makalesi vardır. İlk okuduğumda, bizde yayınlanan pek çok yazıda bu makalenin alenen çalındığını, kaynak gösterilmeden kullanıldığını keşfetmiştim. İngilizceden çevrilmiş, altına imzaları atılmıştı, hırsızlık cesaret ister, çalar gidersiniz, böylesi bir hırsızlıksa, ki bunun adı intihaldir, er ya da geç ortaya çıkar, Sinan Gürdağcık mesela bunu yapmıştı, Bravo'da çıkan yazısını okumuş, cidden büyük saygı duymuştum, meğer Maurice Horn çevirisiymiş, o yaşta, o kıtlıkta ve o kapalılıkta nerden bileceğim... Aşağıdaki görselini paylaştığım dosya da aynı yazıdan apartılmıştı. Yıllarca güzel yağmalandı Horn... Diğer yandan en azından benim gibi pek çok insana ilham, sayısız araştırmaya kaynaklık etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder