Çarşamba, Eylül 20, 2023

Tamircinin Hayali

Tamircimiz, hikayenin en başından itibaren işinde gücünde biri gibi çıkmıyor karşımıza, zengin olmak isteyen pragmatik biri,  sınıf atlasam da yırtsam derdinde, hal bu olunca masum nişanlısı ve kendi halinde yaşayan çalışma arkadaşları onu kesmiyor. Zengin bir genç kadının arabasını tamir edince "şansı" dönüyor, akordu değiştiriyor, o "halecanlı"  genç kadının da nişanlısı filan var ama o da "önüne geçilemez" biçimde esas oğlana gönlünü kaptırıyor. 

Ah minel aşk diyerek birlikte yaşamaya başlasalar da  bu "günah" önce tamircinin nişanlısını, sonra zengin kızın jantiyom babasını ve en nihayet yine tamircinin  biçare annesinin kalp krizi geçirerek "gitti gider" ölmesine veya yatak döşek hastalanıp ahret yolculuğuna çıkmasına sebep oluyor. Zengin kızın nişanlısı da silahı çekip iki sevgiliyi öldürüyor...Hikâye bu kadar. Yani kapaktaki üç karakter, Allah size uzun ömür versin, ölüler... Hikayemiz tam bir ölüm makinesi! Kimse sağ kalamıyor...

Arada fotoromanların hikaye özetlerini yazıyorum, gırgıra alıyorum filan ama olağanüstüyü arayan yazar iştahı beni çok etkiliyor. Her defasında trajik bir şeylerin aranıp bulunması bana inanılmaz geliyor... Beklenmedik bir ölüm, intihar, ya benimsin ya toprağın cinayetleri, kalp krizleri, aşk acıları, biteviye tekrar eden seni seviyorum nakaratı şu bu... Hepsi hiç hız kesmeden peşisıra kullanılıyor...  Tekrar ediyorum, hikaye değil yazar enteresan...

Ha bir de, tamircinin nişanlısı verem oluyor, galiba hızlı başlayan-ilerleyen (akut) anlamında bir vurgu yapabilmek için hastalıktan tezverem diye bahsediliyor. O adlandırma hoşuma gitti. Gerçi, öldü ölecek denilen genç kadına bir doktor bakıyor ve iyileşiyor diyor, iki sayfa sonra yine "ölüyor". Araya o doktor niye girdi bilemiyoruz. Tezverem'in kandırıkçı bir düzelmesi olmalı...Geçti-geçiyor sanıyorsun, tez elden geçmiyor....canalıpgidiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder