Pazar, Mart 19, 2023

Marko Polo

Çocukluktan kalma bir hisle yazıyorum, Marko Polo benim için oldum olası serüven demekti, tarihi bir hikayesi olduğundan, kılıçlı sahnelerinden, Orta Asya'ya gitmesinden, atlarla oradan oraya koşturmasından, Kubilay Han'la falan karşılaşmasından dolayı ayrı bir ilgiyle okurdum.

Bugün geriye dönüp baktığımda Polo metinlerinin epeyce Türkleştirildiği görebiliyorum, gerçi o yıllarda Kubilay'ın Türk sayılıp sayılmaması, Asya-yı Vusta'nın nasıl anlatıldığı "bizi" epey gererdi, halen geriyor. 

İlkokulda olmalı, çizgi klasiklerden olduğu için o versiyonu çoktan hatmetmiştim, sonra altta sağdaki kitabı keşfettim, diğer ikisini meraktan yakınlarda inceleyerek okudum. Sol alttaki çizgi roman dizisi Marko Polo'yu bir avantür kahramanı yapmış, bizdeki Bahadır ile Akbulut Kaan'ı andırıyor, meraklısı bakabilir. Üst soldaki ise, Polo'nun el yazmalarından ilham alınmışa benzeyen bir başka "uyarlama", onu daha çok sevdim... Aşağıda bir iki karesini paylaşacağım, Kürtlerle ilgili bir şeyler çizilmiş, Polo ve ailesi, Ağrı Dağı civarından geçerken Kürt eşkıyalarla karşılaşıyor, ellerinden kurtuluyorlar.

Kürtler diyerek özellikle belirtilmesi ilginç, orijinali öyle mi bilemiyorum ama çocuklara yönelik çalışmalarda özellikle çevirilerde oynamalar daha kolay yapılabiliyor, yukarıda yazdığım gibi "eşkıyalar" deseler farkına bile varmayacağız. Sonradan eklendiğini sanmıyorum, bence değiştirmemişler, ellili yılların popüler kültüründe öyle büyük bir Kürt meselesi yok çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder