Pazartesi, Şubat 27, 2023

Kızıl Tehlike ve Ellili Yıllar

Blog üzerinden bana gelen soruları, özellikle araştırmacılardan gelen yardım taleplerini açıklayıcı olmaya çalışarak burada da paylaşmaya çalışıyorum. israil'den yazan bir akademisyenin Dr.Nadav Solomonovich'in sorularına verdiğim cevapları aktarıyorum. 

1950'lerde çizgi roman ve dergi tirajlarını bulamıyorum. Bir yerde mevcut mu?

Ne yazık ki genel bir satış kaydı yok, özellikle çizgi romanlar geniş zamana yayılarak ve tekrar tekrar dağıtılan ürünler oldukları için tam rakamları tespit edebilmek kolay değil. Örneğin ocak ayında çıkan herhangi bir çizgi roman yaz aylarında satılması için yeniden dağıtılıyor. Diğer yandan o yılların çoksatar çizgi romanlarının haftada 60 bin civarında sattığı tahmin ediliyor. Eski yayıncılar ve o yıllarda yayınevleri çalışanlarının söylediği rakamlar bunlar.

Eğer sizi doğru anladıysam, 1950'lerde yayınlanan dergilerin çoğu, temelde Amerikan dergilerinden ihlal edilen çizgi romanlara yer verdi. Bildiğiniz kadarıyla, kopyalanan çizgi romanlar o dönemde en popüler olanlar mıydı yoksa çevrilmesinin ve çoğaltılmasının arkasında ideolojik nedenler de var mıydı?

O yıllarda popüler olan yabancı çizgi romanlar İtalya’da üretilen, İtalyancadan tercüme edilen çizgi romanlar. Bizim popüler kültürümüz o yıllarda frankofon etkisinde… Amerika’yı bile Fransızca üzerinden takip ediyoruz. Şunu demek istiyorum, 1960’lı yıllara kadar yabancı çizgi romanlar Fransızca ve İtalyancadan tercüme ediliyor. Çizgi roman dergileri piyasasında Amerikan çizgi romanı, özellikle süper kahraman ekolü bizde o denli güçlü değil o yıllarda. Amerikan çizgi bantları gazetelerde yer alıyor. Diğer konuya gelince, yayınlanan çizgi romanlarla ilgili seçimlere bakarsak eğer… İdeolojik tercihler kaçınılmaz olarak her zaman vardır ama doğrudan bir propaganda amacıyla bunun yapıldığını söylemek yanlış olur. Bir yanlış anlama olmasın, Amerika’nın veya CIA’nın anti-komünist ve anti-sovyetik tutumu ve yayın manipülasyonu Amerikan çizgi romanını ne kadar etkiledi diye düşünelim. Çizgi romanlar o yıllarda çocuklar için pazarlandığından serüvene odaklanıldığını, çoğu zaman anti-politik bir tavırla işlerin üretildiğini düşünüyorum. Bizdeki tercihler de bundan farklı değil, “çocuklar, siyasetle kirlensin istenmiyor”. Bu aslında siyaseten şu demek, çocuklar her ne olursa olsun milli ve manevi değerlerle büyümeliler. Ellili yıllarda yayın piyasasında hakim olan değerler milliyetçilik ve sekülerizm, yani o sebeple popüler olan western türündeki çizgi romanlar bir hoşnutsuzluk ve endişe yaratıyor. O nedenle düz okuma yapmayalım, bir Amerikan hayranlığı elbette var ama aynı zamanda karşıtlığı da var. Altmışlı yıllarda bu karşıtlık daha da artacak. İtalya’dan tercüme edilen western türündeki çizgi romanlar bu bakımdan çok eleştirilmiştir. Ki İtalya’da çok eleştirilirler, İtalya’da neden western üretiyoruz diye sorulmuştur. Amerika, bizde daha çok Hollywood dolayımıyla biliniyor, çizgi romanlarının piyasamızı domine etmesi için en az elli yıl geçmesi gerekti, yani sizin sorduğunuz dönemde Amerikan çizgi romanlarının esamesi okunmuyordu. Amerikanvariydik, bir hayat tarzı olarak etkileniyorduk, üreticilerimiz Hal Foster ve Alex Raymond’ı modelliyordu ama üretimlerimiz yerel ve milliyetçiydi, üstelik çocuklar için üretilmediler.

Devlet çizgi romanların yayınlanmasıyla herhangi bir şekilde ilgileniyor muydu?

Devletler, çok satarak popüler olan her şeyle ilgilenirler… Muhalif olabileceğini, toplumu gençleri yanlış biçimde manipüle edeceğini düşünürler. Çizgi romanlar çok sattıkları dönemlerde eğitim kurumlarında hoş karşılanmadılar, kütüphanelerde kendilerine yer bulamadılar. Yoz, bayağı, ucuz,  yanlış ve ticari bulundular…

Çizgi romanların genç okuyucuların zihinlerini etkileyebileceğine dair ABD'dekine benzer bir kamuoyu tepkisi var mıydı?

Bizde de oldu öyle şeyler ama çok etkili olduklarını, bir kamuoyu yarattıklarını, yaygın bir tartışma çıkarabildiklerini söylemek yanlış olur. Çizgi romanların zararlı olabileceği konuşuluyordu ama yaygın bir yasaklamaya ve sansüre yol açamadı. Bizim çizgi romanımız komik çizgili, underground eğilimli ve adult niteliklidir, çocuklara yönelik üretilmiş örneğimiz çok azdır. Bu açığı yabancı çizgi romanlar kapatır, e onlar da kendi üretildikleri ülkelerde çocuk pedagojisine ve yerel sansüre uygun olarak üretilmiş ürünlerdir. Hal bu olunca çocuklara zararlı olup olmaması tartışması daha çok yabancı çizgi romanlara yönelik oldu ve hafif tertip milliyetçi tartışmalarla şekillendi. 1970’lerin sonundan itibaren kültür emperyalizmi tartışmalarıyla geliştirildi. Dorfman ve Mattelart’ın Latin Amerika’da Disney çizgi romanlarıyla ilgili eleştirileri popüler oldu diyelim. Yani çizgi romanlar Amerikan karşıtlığından nasiplerini aldılar bir süre…

Türkiye'deki genç yetişkinler de ABD'deki gibi çizgi roman okur muydu yoksa sadece çocuklar için miydi?

Yukarıda söyledim, bizim üretimlerimiz çocuklara yönelik olmadı hiç, bu bakımdan farklı bir piyasamız var. İçerdikleri erotizm ve şiddet nedeniyle pek çok Avrupa ülkesinde sansüre uğrarlardı. Zaten yayınlananlar da kaçınılmaz olarak, ya yayın öncesinde revize edildiler ya da sansüre uğradılar.

1949 tarihli “Kızıl Tehlike” den kitabınızda Türkçe yayınlanan (yine) Amerikan propagandasına örnek olarak bahsetmişsiniz. Hatırlayabileceğiniz başka benzer çizgi roman var mı merak ediyorum yoksa bu benzersiz bir örnek mi?

O denli sert başka örnek yok, zaten global olarak çok sayıda dilde ve ülkede yayımlanmış Kızıl Tehlike… Ben satıldığını değil ücretsiz dağıtıldığını sırf bu nedenle de çizgi roman piyasası ve okurlar üzerinde önemli bir etkisi olduğu düşünmüyorum. Hele o yıllarda çizgi roman, kahramanlarla ilerliyor, serüven edebiyatının bir parçası. O anlayışa uygun olmadığı için etkisi de düşünüldüğü kadar çok olamaz, ticari olarak olsaydı mutlaka arkası gelirdi. Bunun dışında tek tük ünlü Amerikalı siyasetçilerin örneğin Roosevelt’in biyografik çizgi romanları yayımlandı, satılmadı-dağıtıldı diye tekrar vurgulayayım, o bakımdan yine piyasayı etkilemediler. Amerikan elçiliğinin kültür servisinin yaygınlaştıırmaya çalıştığı şeylerdi  bunlar… Devletler ya da dindarlar, bu türden misyoner hamleleri yaparken, çizgi romanı araçsallaştırırlar ama çocuk okurlara tahmin ettikleri kadar nüfuz edebildiklerini düşünmüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder