O yıllarda döneme ve yeni cumhuriyete özgü bir çocuk ve ilkgençlik kahramanı üretilmek isteniyor... Sahiden çok arzulanıyor ama meseleye hamasetle bakıldığı için ölmeli-öldürmeli şehidi bol hikayeler çıkıyor ortaya.
Koçu, çocuklar için üretebilecek bir yazar değil, baştan sona "adult" düşünen biri ... Veya o dönem böyle bir hassasiyet yok öğretmenlerimizde... Ömer Seyfettin nasıl çocuklara uygun değilse Koçu da değil... Ne ki, bir kahramana ihtiyaç var, Koçu da hem çalışkan hem tarihi biliyor. Dünyaya hamasetle bakıldığı için tarihi bilen adama roman yazdırıyorlar.
Aslan Kardeş, 1966?'ta çıkan bir çocuk dergisi, hikayeler alt yazılı olarak kullanılmış, o dönem için arkaik duruyor gibi gelmişti bana... Sonradan derginin okul öncesi çocuklar için yayımlandığını anladım, yani dergiyi çocuklar değil ebeveynler satın alıyor ve bizatihi onlar çocuklarına okuyor, resimlerle pekiştiriyorlar. Bir başka deyişle dergi, resimli masal kitaplarıyla rekabet ediyor, daha ucuz ve daha çok hikaye sunuyor okuruna. O sebeple alt yazılı çalışmalar kullanıyorlar.
Çizgi roman ve karikatürde balon kullanımında bir iki kural vardır, okuma yönüne göre ilk balonu en yukarıya, ikincisini bir altına istiflersin, eğer diyaloglu ve karşılıklı konuşması çoksa, o vurguyu verebilmek için balonları bölerek birbirine bağlarsın. Değişmez bir kural değil elbette, farklı kullanımlar olabiliyor... Yukarıdaki örnek bunlardan biri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder