Şaşırdık mı peki, şaşırmadık değil mi?
Siz de deneyebilirsiniz, "aa böyleymiş" diyerek birileriyle konuşun lütfen, bu duruma istisnasız kimse şaşırmıyor, etnik bir vurgu ya da memlekete dair bir karakter özelliği sayıyoruz, belki de çok duyduğumuz için normal buluyoruz. Galiba, her yüz kişiden sadece dokuzu ya da onu, yabancılara güveniyor, sadece o kadar. Sağcısı solcusu futbolcusu, simitçisi siyasetçisi, İzmirlisi Yozgatlısı bu geniş sevmemezlik sahilinde hep birlikte güneşleniyoruz, enikonu hem-fi-ki-riz... Patetik mi demeli patolojik mi, bilemiyorum.
Şuna da dikkat edin, bu hususiyetimiz sadece ve sadece, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı söz konusu edildiğinde aklımıza geliyor. Oysa değil, bu zihniyet, bir refleks olarak her konudaki fikrimizi etkiliyor, beğendiğimiz, güvendiğimiz, korkmadığımız, çekinmediğimiz ve kuşku duymadığımız kaç şey var... Sosyal medya tartışmalarına, popüler kültürle ilgili gerilimlere bu taraftan bakın derim.
Ah vah ettiğim sanılmasın, doğrusu yanlışı gibi bir pedagojik çıkarımda da bulunmuyorum, bizi, bize anlatan öfkeler, heyecanlar, husumetler bahsinde aklımızda tutalım diye yazıyorum.
Guvenilecek biri vardi da biz mi guvenmedik? Kim kime guveniyor zaten?
YanıtlaSilO zimnen atifta bulundugunuz soz de kendine guveni vurguluyor.Niye guvenelim baskasina? Kendimize guvenirsek daha iyi.O zaman karsidaki mecburen guvenilir olur.Boyunu asan seylere kalkismaz.
Bizi muttefik dediklerimiz vuruyor.Tarih ve cografya bagliyor...Normal yani.