Pazartesi, Eylül 23, 2024

Şişli

 

Yusuf Ziya [Ortaç], 1931 yılında Nazım Hikmet'in davasını seyretmeye gitmiş ve mahkemede Şişli'den tanıdık simalar görmüş...Üslup olarak bağırmadan yazı yazmadığı için öfkelenmiş gözüküyor ama biz huylanmış diyelim... Önce yazıdan alıntılar yapayım:

"Şişli, Türkiye'nin moda alemine açılmış bir kapısıdır. Kaytan bıyık, favori, geniş paçalı pantolon, kalkık omuzlu ceket, uzun etek, sarı pudra, kızıl dudak memleketimize hep bu kapıdan girdi (...) Yüzü boyalı, gözü boyalı, sözü boyalı Şişli, frenk gazetesinde ne gördüyse yaptı. Sinema perdesinde ne seyretti ise taklit etti (...) hiç bir züppeliği kaçırmayan Şişli artık lavantadan, pudradan, briyantinden usandı galiba. Şimdi yeni bir heves, yeni bir özenti peşinde (...) Galiba her moda gibi komünizm de memleketimize girebilmek için bu kapıyı açık buldu..."

Nazım'ın çevresindeki herkesi aynı kefeye koymak filan hepsi nahoş, aklı olan kalbi olan bunları yapamaz gibi geliyor bana da, malum yapılıyor, yapıldı ve yapılacak...

Asıl meselem şu.... Mahkemede birilerini görüp onların yaşadığı yeri, Şişli'yi düşmanlaştırmak... sahiden acayip bir şey bu...Üstelik Yusuf Ziya da Şişli'de yaşıyor, Büyükada'da yaşıyor... Ben bu meseleyi her zaman ilginç buluyorum, Beyoğlu'nu eleştiren-nefret kusan ama buna rağmen orada yaşamayı sürdüren yazarımız o kadar çoktur ki... Mesela Beyoğlu noteri Mithat Cemal Kuntay...Döner döner Beyoğlu'na küfreder...

Hani seviyorsan git konuş deniyor ya, onun gibi, sevmiyorsan niye orada yaşıyorsun demek gerekiyor(muş)... Bir insan bu kadar nefret kustuğu bir yerde nasıl yaşayabilir ki ...Yer mi yok? 

Aradıkları medenilik ölçüsünde bir yer yok ki orada yaşıyor...Hele Ortaç, sokak dediği eğitimsizlerden, lümpenlerden ölesiye korkardı, halbuki Nazım'ın eşi dostu bakmayın siz, benziyor da kendisine, onun ailesine ve çevresine....

Belki diyorum, Şişli'nin, Beyoğlu'nun sevilmediğini, haklarında husumetle lafazanlık yapıldığını biliyorlar, suçlanmamak için o koroya katılıp avaz avaz saydırıyorlar...

Bir de küçük not: Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'dan kimi gençler Ankara'ya geçip mücadeleye katılmak istiyorlar, e herkese izin verilmiyor, mesela aynı günlerde Nazım'a izin verilmiş, Ortaç'ı "seciyesiz" (karaktersiz) diyerek reddetmişler... Hani merak edebilirsiniz, Yuzuf Ziya Ortaç, niye Nazım'ın mahkemesine gitmiş diye... Yılların husumeti de var yani işin içinde....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder