Cumartesi, Mart 26, 2022

Ardışıklık

Yelpaze dergisinde yayımlanmış bir İtalyan çizgi romanından sayfa... Kaligrafisi henüz yazılmamış, ne olduğunu, neler anlatıldığını okuyamadığımız için haliyle bilmiyoruz ama şöyle bir bakınca da ne olduğu gayet rahat anlaşılıyor, çünkü  kareler (paneller) arasında ardışıklığın ne kadar önemli olduğunu gösteren iyi bir örnek...

Senaryo gereği, bir kadınla bir erkek arasında geçen bir sahneyi "seyreyliyoruz"... Çizgi romanların genel hareketliliği düşünülürse durağan bir sahne olduğu söylenebilir, tek mekandalar falan filan...Duyguyu iyi anlayarak o sıkışmanın üstesinden gelmişler. 

Gel gör ki, genç kadının artık o her ne ise (muhtemelen aşkı) istemediğini, erkeğin ise ısrarla ikna etmeye çalıştığını anlıyoruz, çünkü mimikler-jestler bu yönde çok iyi verilmiş...Sayfadaki duygusal itiş kakışı rahatlıkla anlıyoruz, asıl maharet burada başlıyor... Çizgiler, senaryoyu görsel olarak betimler ama öyle bir betimlemelidir ki, yazılar olmadan da kareler (paneller) anlaşılabilmelidir. Akışkanlığı sağlayan temel şartlardan biridir bu...

Ortalama bir çizer, kadının gergin yüzüne veya erkeğin yalvaran, af dileyen ya da ikna etmeye çalışan yüzüne çat diye geçer, bize kafalar gösterir, üst yazıya yüklenirdi, ancak yazıyla duyguları ifade ederdi..."Genç subay, karşısındaki öfkeli kadını ikna etmek için kararlıydı, derin bir nefes alıp sakin bir dille yeniden konuşmaya başladı" filan gibi vasat açıklamalar cabası...

Geçtiğimiz günlerde çizdiği sayfaları bana gösteren bir grafik romancı arkadaşa şunu söylemiştim, "sayfanız öyle bir kurulmalı ki, yazılar çıktığında da hikaye akışını anlayabilmeliyiz, o derece uyumlu ve doğru istiflenmeli hem ilk kare hem de onu takip eden diğerleri" "Öncesi ve sonrasını düşünmeden bir kare istiflenmez."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder