Sait Faik, ergen bir darlanmanın, ayak uyduramamanın,
gittikçe çoğalan ve elde olmayan savrulmaların hikâyecisi. Birtakım insanın
genç yazarı. Halden anlayan, yasak nedir bilen, tırtıklayanı ve hakkını
alamayanı gören. Sait Faik değil, sadece Sait denilen. Bizim çocuk, dost.
Günbegün koyulaşan, yalnızlaşan, insanlardan kaçar olan, kimseler yok diyen.
Gecenin hayaleti, denizin köpüğü, tütün kokan sayfa. Mutsuz desem mutsuz. Değil
desem değil. Havada bulut değil kovada bulut. Lüzumsuz adam, ada vapuru, Yüksekkaldırım’da
bir aylak, açık hava şairi. Yeşil delisi, simitle çay. Beş liraya hikâye, on
liraya röportaj satan yazıcı. Öncesi yok, sonrası var. Sait Faik, memleket
öyküsünün eprimiş paltosu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder