Önemli romanlarımızın tamamının önce gazetelerde tefrika edildiğini, siparişle yazıldığını, gazete okurunun beklentilerine göre biçimlendirildiğini aklımızda tutalım. Hatta sadece ilgi gören tefrikaların kitaplaştığını, yazarların telif gelirlerini asıl olarak gazetelerden aldığını da hatırlayalım.
Yani romanlar, hele cumhuriyetin ilk altmış yılında popüler kültürün bir parçasıydı ve olması için de özel çaba gösterilirdi. Radyo ve televizyon reklamları yapılırdı, duvarlara afişler yapıştırılırdı. Duyardık, "bilmem kimin yeni romanı gazeteniz Hürriyet'te" filan...
Ah vah etmenin de bir manası yok, popüler kültür değişen bir şey, örneğin romanlar radyoya da uyarlanırdı, onları da unuttuk... Sonra televizyon çıktı, mecra değiştikçe roman eğlence niteliğinden uzaklaştı, her mecra kendi yıldızlarını çıkardı filan... Uzun hikayeler aslında...
Tefrika edilen romanların nasıl duyurulduğunu, nasıl görselleştirildiğini hep merak eder, takip etmeye, bulmaya çalışırım. Çünkü romanlar gazetenin tirajını artırsın istendiği için reklamlarla duyuruluyor, iyi ressamlar eliyle görselleştiriliyordu. Ben tefrika döneminin sonlarına yetiştim ama Hürriyet'te Yıldız Cıbıroğlu'nun Yaşar Kemal'in İnce Memed romanına her gün ilüstrasyon çizdiğini hatırlıyorum. İddialı bir işti ve İnce Memed tam sayfa yayımlanırdı.
Yukarıdaki ilüstrasyon, otuzlu yılların ünlü çoksatar magazin dergisi Yedigün'den... Münif Fehim, Yolpalas Cinayeti için çizmiş, tefrika kapaktan okuyucuya duyurulmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder