Pazar, Ekim 13, 2024

Ahmet Ayık ve büyük bahşiş

Babam esnaftı, çok çok küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kaldım, okullar her tatil olduğunda, yani her yaz, her cumartesi, her bayramın son günü sabah sekiz akşam yedi mesaisi yapardım. İnsan çocukluğunu, ergenliğini böyle çalışarak geçirince pek mutlu olamıyor,  yaşıtların gezip tozarken sen tekkeyi bekliyorsun çünkü... Çalıştım ettim diye iki satırda yazdım, o kadar kolay değildi yani...  İlkokuldan üniversiteyi bitirinceye kadar...sürdü de sürdü. Okulun açılmasını tatil yapacağım diye günbegün sayardım. Yirmi iki yaşımda artık çalışmayacağım, okuyacağım diye babamla kavgalar ettim de... ancak öyle, on küsur yıl sonra filan sıyırdım. 

Neyse işte, geçmiş zaman, delip de geçiyor, o günleri güzel hatırlamıyorum ama çocuksun, oyun oynayacaksın, moralini sağlam tutacaksın, bir biçimde idare ediyordum... Bazı müşteriler çalışanlara bahşiş verirlerdi. Dayan çocuğum der gibi teşvik edici bir şeydi bana... Ünlü güreş şampiyonu Ahmet Ayık, "dükkana" gelmiş bir şeyler almış, aldıklarını taksiye taşımıştık, Mıstık Abi ile bana, paylaşmamız için çok çok yüksek bir bahşiş vermişti, o kadar şaşırmış ve mutlu olmuştuk ki hoplayıp zıplıyorduk. Ne oldu? Babam, bu paranın çok yüksek olduğunu söyleyip, benim payımı diğer çalışanlara da paylaştırdı. 

Üniversite hazırlıkta Ahmet Ayık'ın kızıyla aynı sınıfta okumuştum, tanışır tanışmaz anlatmıştım ona... "babam yapar öyle şeyler" demişti. 

Biliyorum, komik ama, Ahmet Ayık benim aklımdaki cömert insanlardan biridir, sempatiyle hatırlarım... Her ne olursa olsun, bir hizmet aldıysam yüzde on ekstra ödemeye çalışırım, aklımın bir köşesinde Ahmet Ayık'ın bana verdiği neşe, on yaşımdaki hoplayıp zıplamalarım vardır. 

1 yorum:

  1. Ne hos bir surpriz ve onun bir cocugun kalbinde yarattigi nese ve omur boyu suren tatli anisi.Boyle olmali insan.Allah saglikla yasatsin.

    YanıtlaSil