Perşembe, Haziran 10, 2021

Böyle başladı

İlk senaryomun kabulü ve dizi olarak yayımlanışının üzerinden on yıl geçti. O ara nasıl desem, ne söylesem eksik olur, sahiden işe yaramaz ve dolandırıcı olduklarını sonradan keşfettiğim bir sinemacı çevresinin içindeydim, kaçmak için fırsat arıyordum. Tarihi bir dizi yazıyorduk, yeniçeriler şu bu... Ankara kabadayıları ve Hacettepe mahallesi ile ilgili başka bir teklif gelince bunu bir kaçma fırsatına çevirmiş ve Mor Menekşeler'i sadece on günde yazarak o ekipten  uçarcasına uzaklaşmıştım. 2011 yılı ocak ayı...

Mor Menekşeler, TRT'de yayımlanmıştı ama ilk sahibi Kanal D idi, orada yayımlanacaktı, kanala toplantıya gittiğimiz gün, şirketin o zamanki Ceo'su İrfan Şahin, içeriye girmiş ve bana, bırak bu Mor Menekşeler'i, gel bana polisiye yaz diyerek işi bıraktırmıştı. Meğer, çok inandığı ve uğraştığı bir projesi varmış, senarist bulamıyormuş, yapımcı da hayır diyemeyince, Mor Menekşeler rafa kalktı, ben de Merhamet isimli başka bir senaryo yazmaya başladım. Ekip olarak Merhamet'e başladık... 2011 mart ayı...

Çok değil bir ay içerisinde Yapımcı şirket, popüler dizileriyle başka bir kanala, Doğuş grubuna transfer oldu, ortalık karıştı, şirket, Kanal D ile mahkemelik oldu filan... İrfan Şahin, Merhamet için benimle çalışmaya devam etmek istedi. Ben ne yaptım, bir taşralı ve Ankaralı olarak,  işe birlikte başladığım insanlardan ayrılmayı "ayıp" saydım, çalışamayacağımı söyledim. 

Çok değil on gün içinde Mor Menekşeler, TRT'ye gitti, konuşulan bir senaryoydu, zor olmadı, Kanal D, onun karşısına Keşanlı Ali'yi koydu... Merhamet'i iki bölüm yazmıştım, onu benden satın aldılar... ama iş sonradan başkalarına da yazdırıldı, belki bir yıl sonra filan Kayıp ismiyle yayımlandı, neydi nasıldı hiç seyretmedim... 

Mor Menekşeler, 29 bölüm yayımlandı, ertesi yıl da devam edebilirdi, aynı yapım şirketi, bu kerre de TRT ile anlaşmazlığa düşünce iş "sonlandırıldı" demek daha doğru. Uzun hikayeler, üstün körü anlattım aslında, hasılı, Mor Menekşeler iş ilişkileri ve piyasa konusunda bana ders olacak bir deneyim kazandırdı. Kötü hatıralarım oldu, yapım şirketinin bana üç bölüm borcu kaldı mesela... Neyi yapmamam gerektiğini öğrendim, o günden sonra iş ve telif bakımından "kandırılmadım", "hakkımı" yedirmedim. 

Diziyi tek başıma yazdım, zor olduğu için yardım almaya, başka senaristlerle birlikte çalışmaya çalışmadım değil, mümkün olmadı, geçmiş zaman... tuhaf bir metindi... herkes o dile dahil olamıyordu, ya da deneyimsizdiler, bilemiyorum, olamadı. Hem yayınevinde çalıştım hem de senaryo yazdım, hatta o ara yüksek lisans dersleri dahi veriyordum. Felaket bir yoğunluktu. 

Ben yazdığım işleri geri dönüp seyredemiyorum, Mor Menekşeler'i de o kadar yıldır, tekrar açıp seyretmiş değilim. Öğretici bir iş olmakla birlikte, işin kendisi teatraldi, yavaştı, başka türlü kurabilirdim diye düşündüğüm oldu...Kahretmiyorum, ah vah etmiyorum elbette,  Merhamet'i yazsaydım ne olurdu diye bir what if sorusu sormadım mesela... Yaşandı, geçti, hatıra işte... On yıl olmuş. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder