Mizah dergilerinin asıl okurları ergenlikle "genç yetişkin" yaşları arasındaki erkeklerdir, yani 14 ile 24 diyelim, o ara... İş güç sahibi olunca dergiler bırakılır, hayata atılmak, aylaklığın sonudur. Ha, okurlardan genç erkekler dedim, işin içine aylaklığı da katmak gerek...Gezinen, keşfeden, arayan, yeni öğrenen...özetle büyüyen birileri.
Karikatürdeki genç kadını dikizleyen erkekler, bu karikatürün çizildiği tarihlerde pek de eleştirilmezdi, doğru ya da yanlış bulmak gibi bir ahlaki seçenekle düşünülmezdi. Kadın imkan tanımasa orada olmayacak gibilerdi. Saf, kıfayetsiz, çapsız ve meteliksizlerdi ama saldırgan değillerdi. Ya da bir "Karagöz" sempatisi gösteriliyordu diyelim. E kadın okur da yoktu veya kadınların ne hissettiği hiiç hesap edilmiyordu.
Sonra sonra maganda, zonta filan diye diye abazan gençler ve lümpenler aynı mizah dergilerinde "dövülmeye" başlandı. Aylaklıktan dahi korkulur oldu, insanlar evlerine sığındılar, sokak özgürleşmenin değil tehlikenin membaı oldu. Karagöz filan değil de bildiğin tehlikeydi o insanlar... Doksanlara gelmiştik.
Not: Argo bahsinde bir not düşeyim, yetmişli yıllarda, manzara değil de, "sinema seyrediyorum" denirdi. Seyir halini, sinema bütünüyle fethetmişti artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder