Sahaflarda bir domuz avı fotoğrafına rastladım... Avcının tüfeği, fetihçi çizmesi, artistik duruşu... Avcı'nın muzaffer pozunda tereddüt filan yok, hem domuz yenmediğine göre, hem haram olduğuna göre telef de edilebilir...
Askerde domuz avı denilen şeyi dinlemiştim, av ve silah meraklısı olanlar, aralıklarla domuz avına çıktıklarını, öldürdükleri hayvanı yemeyip, hatıra olarak sadece kulaklarını kestiklerini, abartmıyorlarsa o kulakları kurutup ipe dizdiklerini filan anlatıyorlardı birbirlerine...
Halk ağızlarına meraklıysanız domuzun, hele (kuzu karşılığı olan) domuz yavrusunun çeşitli biçimlerde adlandırıldığını görüyorsunuz, çoğu da sevimli nitelemeler üstelik. Mıçı, pırtık, mocuk vb... Hani diyebilirsiniz ki, o kadar Rum ve Ermeni var(dı), e onlar demiş, söylemişlerdir, hiç olmaz diyemem ama meselenin gayri Müslimlerle sınırlı tutulamayacağına inanıyorum.
Bir iki kez yazdım, ben Anadolu'da domuz yendiğini düşünürüm. "Tavuk da bokunu yiyiyor" diyerek yasağın sınırlarında gezen, çok taşralı gördüm-duydum. İfşa ettiğim, açığa çıkarmaya çalıştığım sanılmasın...Olabilir diye bakıyorum, gizli saklı, öyle böyle... Et bu, zaafı var insanın.
Ben çocukken Gaziantep'te domuz yerine "dağdagezen" derlerdi. Özellikle yaşlılar gerçek ismini söylememeye aşırı özen gösterirler, kazara "domuz" diyecek olsak çok kızarlardı. Çünkü adını dahi anmak günahkar olmamıza sebepti... :) Anadolu'da duymadım ama Gelibolu'da yıllar önce domuz çiftlikleri olduğunu, hatta o domuzların beslenmesi için askeriye ile anlaşma yapılıp askeriyenin çöpünün domuz çiftliği sahiplerince toplanıp çiftliklerine götürüldüğünü, çiftçilerin domuzları etleri için beslediklerini ve o vakitler domuz eti yiyenlere sattıklarını öğrendim. Vaktiyle bu işi yapan yaşlı bir amcanın çocukları ve torunları ile de tanışma fırsatı buldum. O amcanın o zamanlar çok yoksul olduğu, ailesine de beslediği domuzların etlerinden yedirdiği anlatılırdı. İlginç olan şu ki; o amcanın bütün çocuklarının ve torunlarının burunları kocaman ve domuz burnu formunda... Nasıl böyle olabilir bilmiyorum ama... öyleler... :)
YanıtlaSilİzmir'in kasabalarında çok domuz vardır, arada köylüler (kasabalı oldular ama lafın gelişi..) topluca domuz avına çıkar. Yollarda arabaların altında kalırlar, özellikle yazın çok görülür. İzmir'de hatırı sayılır bir gayrı müslüm nüfusu olduğu düşünülürse, ben yine üzülürüm bu telefe, etin boşa gidişine, keyif için avlanmaya (onlara göre ağılları bozar tavuklarına saldırır ama bölgede sansar, tilki de çoktur, onların nedense lafı geçmez hatta korunurlar). Domuza karşı bu nefret denir anlamış değilim. Yeme tamam ama o da bir hayvan sonuçta..
YanıtlaSil