Fotoğraf, otuzlu yıllardan, rakıyla efkar dağıtan beyfendi, kendine
hatıra istemiş, bir "resim çekinmiş."
Hani şimdi, "habersiz gibi çek pampa" esprisi yapılıyor ya, o
hesap, beyfendi de hülyalara dalmış bir halde kaykılmış, elinde bir ince belli,
ağaç dibinde buzlu rakı... Püfür püfür de esiyor...
"İstanbul'dan ayva gelir, nar gelir, günaşırı alacaklılar gelir..."
"Nasıl yaşıyorum soran yok Muazzez... Sensiz saatler ellerimde
ufalanıyor."
Müteessir bir yüz, gamlı bir ifade, neşesiz, pişman, kahretmeye hazır bir
haleti ruhiye...
Böyle mizansenlere, bu türden hazırlıklara bayılıyorum. İki
lıkırdatacağız arkaşım demiyor, ıstıraplı bir poz istifliyor.
Fotoğrafa bakarken kıkırdamış mıdır, bence evet, eseflenecek değil ya...
Gecen yuzyildan kalma Kagithane Kucuksu Cirpici cayiri gibi eski usul harfendazlik mekanlarindaki sessiz sinema abartisi kendini ifade cabalari.Ahmet Rasim vb kaynaklari okuyunca...
YanıtlaSil