Gırgır'da veya Fırt'ta, o yılların mizah dergilerinde kenar mahalle çocukları hikaye gereği gazinolara gider, yer içer, sapıtır, rakıydı şampanyaydı ipin ucunu kaçırır ve gelen yüklü hesabı haliyle ödeyemezlerdi. Veya sıradan adamın hayalini-intikamını alırcasına Utanmaz Adam Şeref Haktanır bizi oralarda uçurur, türlü dolambaçlarla zenginlerden yolduğu voliyi bir gecede su gibi harcayıverirdi filan... Gazino pahalıydı, lükstü, cebbardı, israftı, gücün yetmezdi, hem zaten hiç şaşmazdı, düşürdüklerine hesabı illa ki "kitlerlerdi."
Niye bilmiyorum, birine çiçek veren, bir diğerinin yanına beyhude ilişen delikanlı bana o hikayeleri hatırlattı. Fotoğrafçıya göz ucuyla bakışı, Feri Hanıma yanaşması, o çiçeği, çiçekleri yeni filizlenen dal gibi uzatışı, kadının ezberlenmiş bir tebessümle karşılık vermesi... Vay bee dedim kıkırdayarak... Daha hızlı çarpmış olmalı delikanlının kalbi...Gümbedegüm...Bir hatıra uğruna, spotların murayi ışığına, akı ak, karası kara kadınların gülyüzüne cebindeki parayı cayırtıyla gömmüş işte... Bir çatal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor!
Blogunuzu takipteyim bloguma beklerim. Reklama tıklarsanız sevinirim.
YanıtlaSil